19 Ocak 2007

Düşünüyorum öyleyse vurun


Haçik amca vardı 30 yıl babamın yanında. Elimizden tuttu, okula götürdü, nasırlı ellerinde büyüdük onun. Dilimiz dönmezdi soyadını söylemeyi: Peredyan. Haçik amca öldü, ağladık. Ermeni pilakisi yerken demokrat olanların aynı masalarda puşt olduğunu da gördük çok sonraları. Hrant Dink'i vurmuşlar Agos'un önünde. Rahmetli pedere nasılsın diye sorduğumda Türkiye gibiyim derdi. Babam yok. Haçik amca yok. Hrant Dink yok. Düşünüyorum öyleyse varım. Nah varım. nah varsın. Nah varız. Demokrasinizi de alın gidin lan...
Hrant Dink: "Je ne quitterai pas ce pays. Si je partais, j'aurais le sentiment de laisser seuls les gens qui luttent pour la démocratie dans ce pays. Ce serait les trahir. Je ne pourrais jamais faire cela..." (Le Monde)
Bak gitmedin, terketmedin ne oldu?

Ne başlık atacağım lan ben buna


Sabah 7'de kalkmamı gerektirecek bir işim olmadı hiç. Sabah 7'de yattığım iş ise çok. Uzun zaman olmuş, uykuyu alıp 7'de kalkmayalı. 2 çay, 4 sigara eşliğinde internetten gazeteleri okuyup, usul usul bir traş olmayalı. Bütün gazeteleri okudum, Vatan'ın sitesini sevmiyorum, onu vapura bıraktım, elden okumaya. Kadıköy çarşısını seviyorum demek aslında bir utanç vesilesi ama seviyorum ulan işte. Kurukahveci Mehmet Efendi'nin önünden geçerken durmak zorunda kaldım, yok böyle bir koku. Durup çekiyorsun içine. Almadım ama kahve. Beyaz Fırın 'a uğradım. Pastanelerde satılan simit büyüklüğündeki dandik pizzalara uzak ara yapacak lezzette her zamankinde bir tane dedim. Adını Napoliten pizza koymuşlar. Bugüne kadar bilmezdim. Biz öyle Trofolo usta gibi yemeden önce al lan bu da belgesi diye fotoğrafını çekmiyoruz boğazımıza gidenin. Lakin anlatayım, bir kat sucuk üzerinde bir dilim kaşar üzerinde bir kat sosis yine kaşer sonra bir dilim jambon ve yine kaşar ve domates. Sıcaktı, güzeldi, vapuru beklerken iskele büfeden boktan bir plastik bardaktaki çay eşliğinde götürdüm pizzayı. Vapurda yarı kapalı burunda oturdum yine. Vatan'dan Tuna Kiremitçi'nin ilkokul kompozisyonu tadındaki köşe yazısını baktım. Bu çocuğu ısrarla 20'li yaşlarının başındaki cevval yazar gibi lanse ediyorlar. Bir bok anlattığı yok. Yazısının başlığı kafadan falso: "Internette şiir olayı". Olayını yerim sana birşey olmasın dedim. Haşmet zeytinyağı dememiş bugün. Iclal böceğine bakmadım bile. Tuna'sına dolma sarıyordur herhal. Motorla geçmediğimden lütfen bir mendil alır mısın amcaya rastlamadım. Dün aldım, paranı üzerini vermedi moruk. Hadi tamam dedi. Göt etti beni. Ulan mendili ne yapacağım ben, sana kıyak olsun dedik moruk hadi potansiyel müşterilerin önünü kesme der gibi hadi tamam diyor. Geçit Büfe'den Barış'a selam çaktım. Dönerci Ayhan yine işe geç kalmış. Çilingir abi niye boş boş oturuyor. Ulan nasıl bir meslektir bu ya. Birileri anahtarını unutacak yakın semtte de; sen para kazanacaksın? Budur bu sabah, bloglararası bağlantıya dikkat etmek lazım değil mi Ömer abi..

18 Ocak 2007

LG:1 Apple: 0


Steve Jobs dereyi görmeden paçayı sıvadı. LG de verdi eline. iPhone'nun 2007 sonunda pazarı vurması hesaplanırken; LG, Prada ile ortak -ingilizce yazıcam lan bunu- touch screen telefonu salıyor piyasaya Şubat sonunda. Hediyesi 800 yeşil. Bu arada benim bildiğim iPhone'ın isim hakkı başka bir şirketin elindeydi. Kimdi çıkartamadım şimdi? Apple önce buna kasmalı.

Features • Capacitive Touch Screen • Music Player (MP3, ACC, ACC+, WMA, RA) • Music Multitasking (Messaging) • Video Player (MPEG4, H.263, H.264) • Macromedia Flash UI • Document Viewer (ppt, doc, xls, pdf, txt ) Specifications • EDGE Tri-Band (900/1800/1900) • 98.8 × 54 × 12 mm • 2M CMOS Camera / LED Flash • External Memory Slot (Micro SD) • Innerpack Battery 800mAh • Bluetooth 2.0, USB 2.0, USB Mass storage.

Lavaşlara yazdım adını


Ne biçim ülke lan burası. Kebapçıya gidiyorsun. Masaya tulum-tereyağı, ezme salata, çiğköfte söylüyorsun. Sana üzerinde susamla adının yazılı olduğu lavaş getiriyorlar masaya. Adını da yanlış yazıyorlar. Zaten adın Bergüzar Korel ise muhtemelen heryerde yanlış yazarlar adını. Pide ustasının suçu yoktur hani. Yalaka şef garson dalıp mutfağa çığırmıştır. "Usta, yap bir sıcak lavaş susamla çiziktir Bergüzar" diye. Usta nerden bilsin lan Bergüzar'ı. Kafasına göre vermiş susamı işte. Bu memleketin yemesi içmesi, eğlencesi sanatçısı bu işte. Ceket yakarlardı bunlar bir zaman şimdi lavaşın üzerine isim yazdırıyorlar. Şimdi bu Bergüzar'ı kim banmış tuluma ondan haberimiz yok.


Lavaşa isim yazılan mekan Nişantaşı'da Komşu kebap. Kemal Koç'muş sahibi. Eskiden bilirim. Discorium'un kapısında dururdu. Sonra yürü ya kulum oldu. Juliana's büyük bombasıdır. İstanbul'da aristokrat var sandı, restoranı pek bir Fransız'dı. gümledi. Şimdilerde ocakbaşı açmış.. İyi de yapmış. Anadolu çocuğu özüne dönmeli; ne işin olur soğan çorbasıyla.

Sakatlanmasaydın NBA'de oynardın


Hürriyet'te memleketi kurtaran röportajlara imza atan Sema Denker diye bir kızcağız var. Hangi dizide ne oynar bilmediğim Kıvanç Tatlıtuğ 'a sormuş: "Aslında siz basketbolcu olacaktınız, öyle değil mi?" Adam da cevap vermiş büyük bir ciddiyetle: "Evet. Ne mankenlik yapmak aklımın ucunda vardı ne de oyuncu olmak. Hayat tesadüflerle dolu işte. 10 yıl profesyonel basketbol oynadım."
Sema kızım heyecan yapmış devam etmiş:" Neden bıraktınız peki?". Cevap kulağa tanıdık geliyor: "Sakatlandım. Sema kızım işte burada bokunu çıkartmış: "Sakatlanmasaydınız belki de NBA’de oynuyordunuz şu an..."
Yavaşş. Var işte bizim memlekette bu. Gençliğinde futbol, basketbol oynayan; harbiden ya da koftiden sakatlandım ayağına yatanların alayı, devam etselerdi; Serie A'da, La Liga'da, NBA'de oynardı anasını satim. Aşağısı kurtarmaz.
Amatör kümede oynuyorum abi, Barcelona istedi beni. O hafta dizim gitti zımpara gibi sahada. Şimdi sürünüyoruz bu ofiste. Olsaydı Luis Enrique ile ne ikili olurdum.
Hadi lennn, dağılın maykıl corduncuklar sizi. Sema kızım sen de akıllı ol biraz.

17 Ocak 2007

Ronaldo Milan(o)'da


Inter taraftarı, Real Madrid 'e gittikten sonra San Siro'da şu pankartı açmıştı: "Ronaldo: a milano neanche da tourista" (ronaldo, milano'ya turist olarak bile gelemez)". Ronaldo geliyor Milano'ya. Ac Milan'a. Yıllık 6 milyon euro'ya. 10 ya da 11 Mart'ta derbi var Milano'da. Trofolo ile yazdık ajandaya. Orada olacağız inşallah. Tombik bir de yazarsa eski takımına; bak o zaman tadından yenmez o haftasonu..

Truva atı


7 yıl sonra San Siro'dan firar ettiğinde topu karısı Kristen Pazik 'e atmıştı. Çocuklarının ingilizce öğrenmesini istiyorlardı. Chelsea'yi o yüzden tercih etmişti. Curva Sud'un taptığı adam, Serie A'da her takımı gol manyağı yapan adam Londra'da ezik oğlan oluverdi bir ayda. Chelsea formasını öptüğünde yalama dedi Milano'nun yarısı. Yedek kaldığı günlerde en büyük darbeyi eski başkanı Silvio Berlusconi 'den yedi. Berlusconi, oğlunun nişanlısını kapan Sheva'ya AS 900 gibi girdi: "Harbi delikanlı değilmiş. Kristen çağırdığı zaman koşarak gelip yatağın altına kaçan minik bir köpek yavrusuymuş Andriy"

Drogba'ya boş alanlar yaratıyor gibi züğürt tesellisi yorumlarla kapadı ilk devreyi Chelsea'da. Mourinho'nun ayağını kaydırmakla suçlanıyor şimdilerde. Abramovich 'in Chelsea soyunma odasındaki kuşu olduğunu uçurdular İngiliz basınına. Mourinho ve takım arasında geçen konuşmaları işiyormuş patronuna. Minik köpek yavrusu şimdilerde Truva atı..

Savaş muhabiri


Mart 98. Sırbistan. BBC kameramanı Vaugan Smith "sniper"ın hedefiydi. Cep telefonu hayatını kurtardı. Haberini 20:49'da Londra'ya geçti.

16 Ocak 2007

Lucarelli rulez


Daniele Arrigoni. Livorno teknik direktörü. 5 yedikleri Atalanta deplasmanı sonrasında kulüp başkanı Aldo Spinelli tarafından görevine son verildi. Ufak bir ayrıntı vardı Spinelli'nin bilmediği. Livorno'da son sözü kırmızı atkılı Cristiano Lucarelli söylerdi. Öyle de oldu. Lucarelli ve takım, teknik direktörün görevde kalmasını istediler, hatta daha fazlası; başkan Spinelli'yi tehdit ettiler. Arrigoni koltuğuna yeniden oturdu. Lucarelli'nin etek giydirdiği Spinelli ise kendine Milano'da stiletto bakıyor...

Bloody Jackpot


15 Ocak 2007

Kim o ?






2 Gerilla: Otto Catalog ve Papa John's Pizza

Dos peinetas


Futbolda var böyle bir uğursuzluk. Takımı şampiyon yapar, uzarsın. Gün gelir, dönersin o yedek kulübesine. Maymun olursun 2. seferinde. Fabio Capello, Zaragoza galibiyeti sonrasında kendisine 10 yıl önceden kafayı taktığını söylediği iki taraftara selam ederken... Santiago Bernabéu'da sevilmeyen adam olmak kolay değil..

Cosa ridete cazzo

Sene 2005. Alberto Malesani, Atina'nın orta yerine sıçarken. Tercüman kız kilit olmuş. Panathinaikos'un Iraklis beraberliği sonrasında Malesani eleştirilere cevap veriyor İtalyan usulu. Cazzo aşağı, cazzo yukarı..