5 Ekim 2007

Superclasico'ya bir-ki

Pazar; River Plate-Boca Juniors derbisi canım memleketim saatiyle 20:00'de. E2'de naklen. Kim anlatır, taraftarların favorisi Okay Karacan. Ben biraz oradaki vaziyetten bahsedeyim. Öncelikle tribünlerden başlayalım. Boca taraftarı, Monumental'da ekranın sağ tarafına gelen kale arkasında üst kata yerleştiriliyor. La 12'de Rafael di Zeo'nun tribün liderliğinden indirilmesi sonrasında yeni reisleri Macro Martin önderliğinde gelecek Boca taraftarı. Reis koltuğu değişirken Macro Martin için piskopatın allahı yorumları yapılıyor, derbide azacak deniyordu. River Plate tribününde de "reis kimi?" kavgası var. Bu kavga Gonzalo Acro cinayetine kadar götürmüştü işi. Lafı burada uzatmayayım Acro cinayetinde tüm detaylar var. Sahaya dönerken River Plate bakmayın Milyonerler lakabına, sefilleri oynuyor. 3 gün önce Argentinos deplasmanında 4-1 mağlup oldular. Bir önceki deplasmanlarında gariban Tigre'ye de aynı skorla mağlup olmuşlardı. Son galibiyetlerinin üzerinden 20 gün geçti. Lanus'u 3-1 yenmişlerdi. Geçen sezon sahalarındaki derbide yine işler yolunda gitmiyordu ve Boca maça banko favori çıkmıştı. Derbilerin favorisi olmaz Miguel oldu tabii. Higuain'in -harbisi; çakması bizim memlekette- parladığı, 2 gol attığı maçtı. River 3-1 kazanmıştı. Boca'daki Gago ile birlikte o maç onları Real Madrid'e getirdi. Daniel Passarella kolay kolay kovulacak hoca değil ama bu kez uçurumun kenarında, Monumental'da bu derbiyi de kaybederse gider gibi. Boca Juniors tarafından işler yolunda mı? Değil. Bitime 7 hafta var ve German Denis gelene gidene çakınca liderlik koltuğunu İndependiente ele geçirdi ve bırakmaya da niyeti yok. Aradaki puan farkı 2. Boca bu derbiyi kaybederse fark açılır. Newell's deplasmanında 1-0 kaybettiler ve derbi öncesinde San Lorenzo'yu 2-0 mağlup ettiler. Tüm zamanların istatistiklerinde Boca 116-102 önde. Kimin taraftarı fazla sorusunun cevabı ise burada. Sin Vaselina
Arjantin Apertura 2007

Fransız Futbolunda Bilal Modası

Zaman, Yeni Şafak, Vakit gazeteleri için iyi malzemedir: Müslümanlığı seçen ünlü Hristiyanlar. Daha öyle Discovery, N.G yokken, ağzımız açık seyrettiğimiz Kaptan Cousteau için de müslüman oldu demişlerdi adamı Latin mezarlığına gömdüler. Burdan pası yine futbola atayım: Müslümanlığı seçen Fransız futbolcular. Hemen belirteyim ki; benim için aman da aman ne güzel diye alkışlanacak bir konu değildir futbolcunun dinini değiştirmesi. Futbol kariyerine takarım kafayı; lakin Anelka ve Ribery'nin ardından birkaç isme daha rastladım ki yazayım dedim. En bildik hikayeler Ribery ve Anelka'nın. İstanbul'da forma giydiklerinden hikayeleri ezberlendi. Riberty daha erken yaşta olmak üzere ikisi de Müslüman arkadaşlarından etkilenmiş.
Ribery'i galiba iyi tanırım. Karısı müslüman ve geçirdiği kaza sonrasında yüzündeki izler Fransız arkadaşları tarafından pek estetik bulunmamış zamanında ve ondan uzak durmuşlar. Fransa, Avrupa'da en çok müslüman nüfusa sahip ülke. 11/9 sonrasında yükselen anti-islam propagandaya rağmen müslümanlığı seçen sadece Ribery ve Anelka değil. Bordeaux'da taraftarın en çok sevdiği futbolcu Julien Faubert(artık West Ham United'da) ve Senegel asıllı Fransız, O. Marsilya'da oynayan Jacques Faty de müslümanlığı seçenler listesindeler. Teknik adamlara gelince Fransızların iki misyoner hocası da müslümanlığı seçti. Yeni adıyla Abdülkerim, Bruno Metsu ve karısıyle birlikte yine din değiştiren Philippe Troussier. Artık onlar ismi Ömer ve Emine. İki teknik adamın da bu tercihi çalıştıkları coğrafyalarla bağlantılı. Bilal müslümanlığı seçen Fransız futbolcular arasında pek moda. Barcelona'da Eric Abidal mesela. Bilal Abidal pek melodik olmuş. Konuyu Frederic Kanoute ile bağlamak lazım. Sevilla'da bahis şirketi 888'in reklamını taşıyan formayı giymeyi reddetmişti, sonra bağış karşılığında giydi formayı. 10 yıldır müslüman Kanoute. Sanırım Ramazan ayı için uygun bir post oldu. Mahalle baskısı falan var mı? Yok...

River Plate-Boca Juniors derbisi E2'de

Bu Türk televizyonlarında bir ilk. River Plate-Boca Juniors derbisini ilk kez bir Türk televizyonu naklen yayınlayacak. Yıllardır bizim millet de bu derbiyi seyretsin diye yırtınıp durduk. Hafta başında Tribündergi'de başlayan kampanya ses getirdi ve aslan Spor Servisi, NTV Spor Servisi maçı aldı ve Pazar akşamı E2 kanalında saat 20:00'de naklen yayınlıyor. Bu ilke ancak NTV imza atardı ve işi bitirdiler, derbinin yayın hakkını satın aldılar. Bu blogdan yolu geçen herkesi NTV Spor müdürü Fuat Akdağ a bir teşekkür e-maili yazmaya davet ediyorum. Ricamdır.

Alessandra Ambrosio

UEFA Kupası 2007-2008 Torbalar

Uefa Kupası'nda İtalyanlar fena çakıldı. Palermo, Sampdoria, Empoli dışarda kaldı. Tek takımları Fiorentina. Kuralar 9 Ekim'de çekiliyor. Bold'lardan bir grup yaptım Galatasaray'a...
1. Torba: Villarreal, Bayern Munih, AZ Alkmaar, Panathinaikos, Basel, Bordeaux, Leverkusen, Anderlecht
2. Torba: Tottenham, Lokomotiv Moskova, Zenit, Sparta Prag, AEK, Hamburg, Bolton, Austria Wien
3. Torba: Spartak Moskova, Braga, Galatasaray, Atletico Madrid, Getafe, Everton, Fiorentina, Rennes
4. Torba: Hapoel Tel Aviv, Kızılyıldız, Kopenhag, Toulouse, Dinamo Zagreb, Panionios, Nurnberg, Mlada Boleslav
5. Torba: Aris, Aberdeen, Zurich, Larissa, AaB Aalborg, Brann, Elfsborg, Helsingborg

4 Ekim 2007

Deplasman kovalamak #1

Christina Aloupi

And the Oscar goes to Dida

Glasgow'da sağnak yağmur altında kıran kırana bir maç oldu. Celtic'liler Kaka'nın canını yaktılar, sonra da golü attılar. Beraberlik dandik bir penaltından geldi. Son dakikada Celtic yazdı ve ne olduysa ondan sonra oldu. Bir taraftar -sanırım- Dida'ya "nasıl geçirdik" demek için sahaya atıldı, fotolar anlatıyor zaten olayı. Dida'nın yanağına dokunuyor, Dida kovalıyor gibi yapıp kendini yere atıyor ve sahayı sedyeyle terkediyor. İtalyan işi tabii bu numara. Galliani "Biz Avrupa şampiyonuyuz, sahada kaybettik, şikayetçi olmayacağız dedi. İşte bu güzel. Dida'ya en son kafasına meşale atan İnterlilerdi. 4 maç ceza yemişlerdi. Fotolar yetmez seyretmek istiyorum diyen de böyle buyursun

Anfield Road Fatihi

Anfield Road'a en son Galatasaray'ın başında çıkmıştı. O. Marsilya'da ilk resmi maçına çıktı aynı stadda. Bugüne kadar hiçbir Fransız takımı Anfield Road'da kazanamamıştı. Gecenin, haftanın sürprizine imza attı Erik Gerets, 1-0 kazandılar.
Marsilya 6 , Porto 4 puanda(comment edit), Liverpool 1, Beşiktaş bildiğiniz gibi. Daha 4 maç var ama ligi rotasyon ayağına 2. planda tutan Rafael Benitez bu kez yokuş aşağı koşmaya başladı üstelik Torres'li kadrosuyla...

3 Ekim 2007

Stephanie Seymour

Yiyorsa gel

Geçen sene 7 attıkları maçtan sonra bu sezon da eşleşince Cristiano Ronaldo gazı vermişti Romalılara: "Yine atarız" diye. 1 olsun bizim olsunla 3 puanı aldı İngilizler ama Totti eve dönerken Ronaldo'ya gideri yapmış: "O, Olimpico'ya da gelecek". O gün ne gün? 12 Aralık 2007. Totti: "Tanto deve venire all'Olimpico..."
Genoa-Sampdoria ve Torino-Juventus derbilerinde çıkan olaylardan sonra İtalyanlar işin kolayını buldu. Bu haftasonu Fiorentina-Juventus maçı var. Juventus taraftarına Floransa'ya giriş yasak.

La 12

İspanyol Marca, River-Boca derbisi öncesinde haftasonu Boca'nın tribünüyle görüşmüş. Boca, Rafael di Zeo'yu liderlikten indiren Macro Martin ile ilk kez Monumental deplasmanına gidiyor.
Macro Martin: "Un día de fútbol comienza bien temprano. Siete horas nos reunimos en La Bombonera y nos organizamos. Repartimos las entradas, planificamos como van las banderas y hasta que esté todo en orden, no paramos"

Damardan 11

Hapçı, ilaççı; ibne Eczacı tezahüratı yapılırdı bir zamanlar Spor Sergi'de hey gidi günler heyyy diye haykırır; futbolda kafası güzel ya da mamalılar-salon dilinde dopingli- 11'i yaparım.
Mark Bosnich: 2003 yılında kokainden başı belaya girdi. Chelsea kalecisiydi şimdi ne yapar bilmem.
Abel Xavier: Anabolik streoid testi pozitif çıktı 2005 yılında. Artık adı Tuncay'ın takımı olan M. Brough'da oynuyordu. Şimdilerde Los Angeles Galaxy'de artist Beckham ile beraber. Zeytinburnu çocuğudur Abel.
Jaap Stam: Lazio forması giyerken nandrolon testinden çaktı. 5 ay ceza aldı. Louis Van Gaal'ın yaktığı adamlardan.
Rio Ferdinand: Evinde televizyon seyrederken 5 saat yerinden kalkmayan ve dizini sakatlayan bir adamdır bu. 2004'de testten kaçtı, Euro 2004'den kesik yedi.
Fernando Couto: Stam'ın Lazio'daki ekürisi. O da nandrolon testinde duvara tosladı. Domuz eti çok yiyoruz ondan dediler, kimseye yediremediler.
Lee Bowyer: Boş zamanlarında ırkçılık yapan bu lavuk 1994'de Charlton'da oynarken otunu yanından ayırmıyordu. Tedavi ettiler ama beyni uyuştu bir kere.Shaun Newton: West Ham'lı. 2006 yılında kokain çekti, pişmanım dedi.
Edgar Davids: Yine nandrolon. 2001 yılında Juventus forması giyerken yakalandı. O zamanlar pek modaydı bu nandrolon.
Maradona: 1992'de kokainden sağa çekti. 1994 Dünya Kupası'nda efedrine kanında geziyordu. Fidel Castro'nun misafiri oldu, tedavi oldu.
Adrian Mutu: Chelsea'da oynarken kokain çekiyordu. 7 ay ceza aldı. Sonraları toparladı, Fiorentina'nın en güzel adamı oldu.
Christophe Dugarry: 1999 yılında nandrolonu meşhur edenlerden. Büyük topçuydu, Fransız televizyonlarında yorumculuk yapıyor...

Şimdi Moda German Denis

Arjantin'de German Denis atmaya devam ediyor. 13 golü vardı bitime 9 hafta kala. Martin Palermo'nun bir sezonda 20 gol rekoruna 2 adım daha yaklaştı. Independiente'nin Gimnasia'yı 3-0 yendiği maçta biri penaltıdan 2 gol attı ve 15 gole ulaştı. Hikayesi budur

Her eve lazım

Elektronik ürünlerin "çalmayın kardeşim" diye yapılan o çılgın paketleriyle kavga etmeyen yoktur sanırım. Benim başıma en son Acoustic Research'ün scart paketini açarken geldi. Temiz bir 10 dakika uğraşmıştım. Makas kesmez, bıçak kesmez, tornivada ile kanırtırsın olmaz, bir tarafı yırtılır, çekersin, o sert plastik elini kesecek diye tırsarsın. Pes edip ürünü çöpe atmaya kadar gider bu. Cinnet geçiren biliyorum şahsen. Lakin; şerefsizim aklıma gelmişti aleti piyasaya çıkmış. Tanju'nun dediği gibi alıyorsun şekil 1A'daki gibi açıyorsun. Fiyatı 10 $. Burada satılıyor . Ben bunu ne yapayım bizim nalburda var bundan diyorsan o da güzel...

Messi seriye bağladı

Takdir edersiniz ki bu adam santrfor değil üstelik önünde Henry gibi bir üstad oynuyor. Messi; 5 maçtır sektirmiyor, gelene gidene atıyor. Son 5 maçta, 13 günde 7 gol: Lyon (1) Sevilla (2), Zaragoza (2), Levante (1) ve Stuttgart (1). Istakayı eline alıp bırakmayan üstadlar gibi. Bıktırana kadar artık...

Octoberfest'de maymun olmak

Bayern Munih'de oynuyorsan; Octoberfest'e Bavyera kostümleriyle katılıp böyle maymun olmak zorundasın. Hadi at hırsızı Ribery ne giyse yakışmıyor da; Luca Toni'den ne istediniz kardeşim. Bu kadar zevksiz mi olur bir millet? Toni'nin yanındaki merak konusu olabilir; onun da bir adı var elbette: Marta Cecchetto

Türkiye'de yasaklı derbi: River-Boca

Dünyanın en baba derbileri sıralamasında eline kim kağıdı kalemi alırsa alsın; ilk sıraya bu derbiyi yazmazsa dayaklıktır. En iyi 10 derbiye bir anket açasım var ancak daha güncel olan bu hafta sonunda oynanacak olan River Plate-Boca Juniors derbisi. Pazar günü Türkiye saatiyle 22:10'da. Bugüne kadar hiçbir Türk televizyonunun aklına gelmedi bu derbiyi yayınlamak. Dandik Brezilya ligi bile Lig TV'de naklen yayınlanıyor ancak Arjantin ligine; hadi tüm ligi bırak bu derbinin yüzüne bakan yok. NTV'den her zaman ümitliyimdir ancak onlar da o saatte İspanya Ligi veriyorlar. Geçen yıl Sportitalia şifresiz yayınlamıştı, artık ona da set çektiler uyduda. Yayınlayın kardeşim şu derbiyi, bin adamdan teşekkür e-maili almazsanız blogun ipini çekeceğim...

Monica Bellucci

2 Ekim 2007

Ferguson'un paltosu

Gürcü kanalında maç seyredince insan "i" manyağı oluyor. Tevezi, Ronii, Mekeszi. Çözemedim tabii ne biçim dildir, sağolsunlar Man. United-Roma maçını verdiler. İki takımın da birinci kalecisi yoktu, geçen sezon onlar varken 8 gol olmuştu oha şimdi kaç olur denmiyor tabii futbolda. Maçın kırılma noktası-haşmet bey uyuz oluyor bu tabire- Aquilani'nin kasığından sakatlandığı andı. Pizzaro girdi, Roma'nın orta sahası düştü, hayvan Rooney de yine çerçeveyi buldu. Bay K ile maç seyrettik mi; güzel oluyor. Spalletti'nin arkasındaki Hintlilere kafayı taktık mesela, ne global tribün anasını satim. Ferguson da kat kat giyinmiş, kış geldi mi ne giyecek bu adam? Vucinic, Ronaldo'nun façasını dağıttı, Totti şu anda soyunma odasında Esposito'yu nasıl kaçırdın lan o golü diye sopanın gözüne veriyordur. Mexes kırmızı dedim, sarı da kaldı, o da yalan Saha oynadığından oldu. Bu kez bol gol yoktu ama deli güzel savunma yaptı iki takım da, sadece o alan savunmaları görmek bile yetti. Öncesinde lüferin gözüne vermişiz, yeni mahsul lakerdanın üstüne, evet bizim buralarda mahalle baskısı yok. Malezya olursak da rakıyı zaten stoklarız. Zico kendini aştı; işi iyice kumara döktü. 2 stoperi birden oyundan almak yerine Kezman-Kazım değişikliği yapıp Deniz'i tutsaydı sahada. Lakin oldu mu oluyor işte. Sezon başının persona non grata'sı; içinde fazladan bir i harfi bulunan Deivid yine kahraman oldu. Bahis oynansa bu gece yatıran tek maç Lyon-Rangers olur. Bir kaleci Coupet yok diye O.Lyon 2 maçta 6 gol yiyorsa, öyle gidenlerin yeri doluyor diyenler gitsin bir çay demlesin. Geri kalan tüm maçlarda skorlar beklenildiği gibi...
Şampiyonlar Ligi 2. Hafta

Manchester United-Roma

Roma'nın tarihindeki en farklı mağlubiyetlerin skorları ortak: 7-1. Juventus, Torino ve geçen sezon Old Trafford'da Manchester United'a karşı. Ligde Juventus maçına kadar gol yememişler, La Gazzetta bu maçtan önce iki kaleciyi karşılaştırmış biri 40 milyon euro (Buffon) diğeri Doni 15 bin euro maliyetli demişti. İnanılacak gibi değil ama Roma, Doni'yi bu kadar ödemiş. Roma önce Juventus'tan sonra Fiorentina'dan iki gol yedi. Inter ile aralarında 2 yıldır müthiş bir rekabet var. Maçlardan önce 40 bin satır analiz yazan tipler var lakin futbol bu; affetmiyor işte. Basketbol değil ki bu; milyon istatistikle konuşasın. Giuly ahmaklık yapıp kaleye giren topu çıkartayım derken takımını 10 kişi bıraktı. Ulen bırak girsin, zaten penaltı olacak, daha maçın 1/3'ü oynanmamış. Uzatmadan; Roma son 3 maçında kalesinde 8 gol gördü. Bu akşam Star Tv, Inter-PSV maçını veriyor, Old Trafford'daki kapışma ise uydudan izleyenler için Rustavi 2'de. Sallıyorum şimdi: Mexes atılır.

Champions League Day 2

Muhtemel 11'ler
CSKA Moskova: Mandrykin; Alexei Berezutsky, Ignashevic, Vasily Berezutsky; Zhirkov, Dudu, Semberas, Krasic, Rahimic; Vagner Love, Jo.
Fenerbahçe: Volkan Demirel; Önder Turacı, Lugano, Edu, Roberto Carlos; Deivid de Souza, Deniz Barış, Aurelio, Alex, Wederson, Kezman. (19:30 Star)
Inter: Julio César; Javier Zanetti, Samuel, Chivu, Maxwell; Figo, Dacourt, Cambiasso, Stankovic; Ibrahimovic, Hernán Crespo.
PSV Eindhoven: Gomes; Da Costa, Addo, Salcido, Alcides; Méndez, Simons, Afellay, Culina; Koevermans, Lazovic (21:45 Star)
Manchester United: Kuszczak; Brown, Ferdinand, Vidic, Evra; Ronaldo, Carrick, Scholes, Giggs; Rooney, Tévez.
Roma: Doni; Cicinho, Mexes, Juan, Tonetto; De Rossi, Aquilani, Giuly, Mancini, Perrotta; Totti.(21:45 Rustavi 2 )
Stuttgart: Schäfer; Osorio, Tasci, Meira, Boka; Pardo; Hilbert; Khedira; Baştürk; Gómez, Cacau.
Barcelona: Valdés; Oleguer, Puyol, Milito, Abidal, Márquez Iniesta( Xavi), Deco, Messi, Ronaldinho, Henry.

Real Madrid Kanatlandı

Real Madrid'in artık özel uçağı var:" La Saeta". Anormal bir durum değil elbette bugüne kadar neden yoktu onu sormak daha mantıklı. Uçak modellerini ezbere bilenlere selam ederim ama anladığım mesele değildir. Meraklısına modelini vereyim: MD-83. 139 yolcu kapasiteli. Başkan Ramon Calderon ile uçak kadraja girememiş elbette. Calderon'un bu arada bombası patladı. Real Madrid'in İspanya'da naklen yayın anlaşmasından 1 milyar euro alacağını açıklamıştı geçtiğimiz aylarda. Kulüp üyelerine yollanan bütçe dosyasında bu gelir resmen 700 milyon euro. Calderon bir 300 milyon euro fazla söyleyip, Barça da o parayı alırken hava yapmış. Bu arada bizim ligin yıllık naklen yayın bedeli 120 milyon dolar...