26 Ocak 2008

Emmanuel Adebayor

Çıkışını biraz da Nonda'nın sakatlığına borçlu Monaco yıllarından. Futbol dünyasının uzak ara en iyi keşfedeni Arsene Wenger'in 4 milyon euro'ya Arsenal'e kazandırdığı adam Emmanuel Adebayor. Önümüzdeki 5 yılda 3 golcü sayacaksak eğer; biri kesin o olacaktır. Post Henry sendromu nedir diye sorarsanız Arsenal taraftarına; o da ne diyeceklerdir. Adabayor yüzünden, Adebayor sayesinde...

25 Ocak 2008

Superclasico 2008/1

Boca Juniors: Migliore; Maidana, Caceres, Paletta, Morel Rodriguez; Ledesma, Battaglia, Neri Cardozo; Riquelme; Palacio PalermoRiver Plate: Carrizo; Gerlo, Cabral, Tuzzio; Augusto Fernandez, Ponzio, Archubi; Rosales, Ortega(Falcao), Alexis Sanchez; Abreu
27 Ocak 2007 Pazar 02:10 TSI

Adriano Celentano

a mezzanotte sai
che io ti penserò
ovunque tu sarai sei mia.
e stringerò il cuscino fra le braccia
mentre cercherò il tuo viso
che splendido nell'ombra apparirà.
mi sembrerà di cogliere
una stella in mezzo al ciel
così tu non sarai lontano
quando brillerai nella mia mano.
ma non vorrei che tu
a mezzanotte e tre..../(una carezza in un pugno)

Ristretto

Sus Payı

Liverpool 'da taraftar Amerikalı patronlara protestoyu yükseltince klasik hamle geldi yönetimden. Hemen sus payı niyetine ağızlarına bir kaşık bal çaldılar taraftarın. Anfield Road'u tarihe gömecek olan yeni stad projesi -71 bin kapasiteli- için 500 milyon euro ayırdıklarını açıkladı Tom Hicks. Liverpool'un sahibi görünen şirketin ismi de Kop Football Limited bu arada. Kop tribünü yeni stadda 18 bin kişilik olacak, görüntüsü hiç fena değil o tribünün. Lakin stadın dıştan görünüşü beni bir kere daha modern stadlardan nefret ettirdi. Çatı, kaplama malzemesi derken stad stad olmaktan çıkıyor; uzay üssü Alfa gibi birşey oluyor. Neyse burada kesmek lazım. Görün de evimiz Stanley Park'ın 10 dakika uzağında sanacak. Bizim göreceğimiz yine ekranda çim zemin, 22 futbolcu olacak...

Messi Analizi

Atletico-Madrid Real Madrid derbisi öncesi Marca gazetesinin Sergio Aguero için internet sitesinde hazırladığı bir grafiğin linki vermiştim. Beğenilmeyecek gibi değil, gelen yorumlar üzerine Lionel Messi ile devam edelim. "Eli"ni de unutmamışlar elbette. Çıkış buradan, önce kadınlar ve çocuklar...

90'lardaki Nefes Problemi

Bizde sanırım Hakan Ünsal takmıştı ilk kez. Bir dönem futbolcular burun bantı takıp çıkıyorlardı sahaya. Modaydı galiba ki şimdilerde takan yok. 90'larda nefes darlığı çekiliyordu. Herkes adam gibi nefes alıyor demek ki 2008'de."burun bandı ilk olarak horlamaya karşı geliştirilmiş bir ürün. Burundan nefes almayı kolaylaştıracak ve bu sayede alerji durumunda, nezle gibi durumlarda daralan burun yollarını açacak bir bant. Bandın içine yerleştirilmiş olan plastik köprü burun kanatlarını çekerek burun yollarını genişletmeye yarıyor. Bu sayede kâğıt üzerinde burundan %30 daha fazla hava alımı sağlanabiliyor."

Gidenin Ardından

O.Marsilya'nın taraftar grubu "Fanatics" den çıkma bir pankart. Ribery'nin Bayern Munih'e gidişi sonrasında "scarface" değil yüzsüz demişler garibe. Ki adam 30 milyon euro'ya yakın para kazandırdı Marsilya'ya. Marsilyalı bunu derse Galatasaray'lı ne demeli?

Cristiano Ronaldo'nun Annesi

Yabancı futbolcu transferi çıkmaza girdiğinde illa ki şu ayrıntı yer alır haberde: X'in eşi gelmek istemiyor. Futbolcu eşlerinin huysuzluğu tutar, kaprisleri bitmez. Kulüp yönetimleri futbolcuyu bir kenara bırakıp Madame'ın gönlünü hoş tutmak için seferber olur. Ya futbolcu bekarsa peki? Real Madrid uzun zamandır Cristiano Ronaldo'nun peşinde. 80 milyon teklif ettiler, Man. United 100 istedi haberleri çokça çıktı. Yeni olan ise Real Madrid taraftarının kaleye içten fethetmesi. Hedef Cristiano Ronaldo'nun annesi! Ronaldo'nun annesinin "oğlumu Real Madrid formasıyla görmeden ölmek istemiyorum" dediğini duyan Real Madridliler, Dolores Aveiro'ya çiçek göndermişler ve yanına da nazik bir mesaj eklemişler. Mesajın en güzel ve yalaka cümlesi şudur: "Her anne çocuğu için en iyisini ister. Siz de oğlunuz için en ideal kulübün Real Madrid olduğunu biliyorsunuz. "

Radamel Falcao

River Plate 2 gün önce bir forvetini sattı şimdi bir diğerine talip var. Abreu transferi sonrasında Marco Ruben'i 7 milyon dolar'a Villarreal'e yollayan River Plate'de asıl para yapacak isim Falcao. Şimdilik 12 milyon euro teklif var ama River Plate onu da satarsa kapanış liginde nal toplar. Radamel Falcao Kolombiyalı 86 doğumlu. Kaka ile ortak noktaları Atletas de de Cristo üyesi olmaları. Villarreal Marco Rubben'i aldıktan 48 saat sonra Recreativo Huelva 'a kiraladı bu arada...

İtalya'da Sol Sezonu Kapadı

Berlusconi için Milan'ın Şampiyonlar Ligi kupasından da sevindirici bir haber. Senato bu kez başbakan Romano Prodi'ye güvenoyu vermedi ve Prodi bir kez daha istifa etmek zorunda kaldı. 10 yıldır bu adam gelir, istifa eder; gelir istifa eder zaten. Nisan'a kadar dayanabilse 2 yılı doldurmuş olacaktı başbakanlık koltuğunda. Sol düşmüştür İtalya'da, geçmiş olsun. Berlusconi de hemen seçim diye haykırmaya başladı zaten. Sağ, istifayı sokaklarda kutluyor şampanyalarla. Pankart der ki: Prodi eve gitmek için taksi çağır.

Batistuta

Futbolcu röportajlarında bir zamanlar okuduğumda garipsediğim satırlardı "televizyonda maç seyreder misin?" sorusuna verdikleri "hayır hiç maç seyretmem" cevabı. Biraz daha yakınlarında olunca hak vermedim de değil. Tercih meselesi bu, bütün günü futbol olan adamı en azından akşamları kendini futboldan uzak tutması. Batistuta da böyle bir adamdır işte. Yıllar önce bir röportajında soruyorlar: "D'Alessandro ve Cavenaghi için ne diyeceksin?" Bu ikili o zaman River Plate'de iyi çıkış yapmışlar. Batistuta cevap veriyor: "Kim onlar?". Muhabir dağılıyor tabii, "bizim ligde genç oyuncular" falan derken, Batigol'un 2. cümlesi geliyor: "Ben televizyonda maç seyretmem, gazete okumam." Artık bu cevap ne kadar doğru; yoksa Batistuta, Boca Juniors taraftarı olduğundan kıllığına mı böyle cevap veriyor, onu da bilemem. 3 Dünya Kupası oynadı Arjantin formasıyla. Bugünlerde kazandıklarının keyfini sürüyor. Nonda'nın Bursa'ya attığı golde aklıma geldi Batistuta. O da böyle korkunç vururdu, filelerin canı yanardı.

Fransa'da Naklen Yayın İhalesi

Avrupa Birliği'nin naklen yayın ihalelerinde tekelciliği önlemek için birden fazla yayıncı kuruluş olmalı şartı İngiltere'de uygulamada. 6 pakete bölünen ligin 5 paketi Sky'da. Bizde de D-Smart'ın bu örnekten yola çıkıp 2010 ihalesinde 2 yayıncı olsun teklifi var. Ki bu %50-50 olarak algılanıyor hep nedense. Bugünlerde bu tartışma Fransa'da da devam ediyor. Ligue 1'in yayıncı kuruluşu Canal+. 2005-2008 ihalesinde sezon başına 600 milyon euro gibi inanılmaz bir rakam ödediler ve geride kalan 2 sezondan hiç memnun değiller. Fransa'da O.Lyon'un rekabeti bitiren hükümdarlığı ligin tadını tuzunu kaçırdı elbette. Canal +'un başkanı Bertrand Meheut, 2008-2012 için yayın paketinin 12'ye bölünmesi hakkında der ki: "Bu ürünü ne kadar bölerseniz o kadar izlenirlik düşecek. Bu mantık lig yayıncılığında işlemez." Bu ayın sonunda ihaleye teklifler alınacak. TF1, M6, Orange ve Vivendi de Canal+ ile birlikte teklif verecek.Şahsen ben de Avrupa Birliği'nin saçmaladığını düşünüyorum. Birden fazla yayıncı kuruluş deneyimi yaşayan İtalyanların iki dijital platformunun batış öyküsü blogun arşivinde kayıtlıdır. (bkz: Biz İtalyanlara benzeriz)

24 Ocak 2008

Al -Ver Juventus

Juventus hakem kararlarında Luciano Moggi'yi arıyor mu bilmem ama transferde kesin eksikliğini hissediyorlar. Serie B'den gelip yaptıkları transferlerden neredeyse hiç verim alamadılar. Moggi ise her zaman işini bilirdi. O.Lyon'dan gelen Tiago en büyük hayal kırıklığı oldu. Ara transfer bitmeden Tottenham'a satacaklar gibi. 13 milyon euro istiyor Juventus. Takımı sırtlayan isimler geçen sezon da 2. ligde şampiyon yapanlar: Del Piero-Nedved-Trezeguet ve kaleci Buffon. Defansta onca problem ve sakatlık yaşarken; Boumsong'u O.Lyon'a neden sattılar onu hiç anlamadım. Bir diğer fiyasko Almiron, 6 aylığına Monaco'ya kiralandı. Monaco'ya hangi Arjantinli gitse iyi top oynar. 31 Ocak'a kadar gelmesi beklenenler. Liverpool'dan Sissoko bitti gibi. 11 milyon euro istiyor İngilizler. Sezon sonunda sıfır bonservisi olan Mellberg'i de Chiellini'nin sakatlığında Ocak döneminde para ödeyip almak zorunda kalabilirler. Bir de sezon başında sakatlanan ve hiç oynamayan Andrade var ki...

Maç Seyrettiğimiz Ekranlar

NTV'nin yayın kalitesini tartışmaya gerek var mı? Sözkonusu ekrana gelen görüntünün kalitesi ya da yayına ulaşmak ise evet. İki problem var, blogu takip edenlerinin de deneyimlerini ve görüşlerini yazmasını rica ediyorum.
Şifreleme problemi:
1- Digitürk ve Kablo TV dışında uydudan maç yayınlarını takip edenler İspanya liginde şifre engelini takılıyorlardı. Biss şifresi NTV kanalı için verildi. NTV Spor yeni ve beğenilen bir kanal, maç yayınları bu kanala kaydırıldı. Ancak bu kanalın Biss şifresini hala bulamayanlar var. Bunu yayınlamak suç mu onu da bilmiyorum. İsteyen e-mail atsın.
2- NTV Spor, kablolu tv'de yok. Ne zaman olacak bu konuda da kimsenin bilgisi yok.
3- İş sebebiyle yurtiçinde seyahat eden ve otellerde maç izlemek isteyenler NTV grubu kanallarını ve diğer Avrupa liglerini veren Kanal 24, Fox Tv'yi izleyemiyor. Bütün oteller uydu yayından odalara dağıtım yapıyor ve hiçbir otelde bu yayını çözecek şifre yok.
Görüntü kalitesi problemi
1- Digitürk içinde NTV ve kanallarının görüntüsü birçok ulusal kanalın görüntüsünün yanında tabiri caizse çamur gibi kalıyor. Işık düşük, görüntü karlı. Üstelik bu dijital platform içinde oluyor. Bağlantıda bir problem olmasın diyenlere diğer kanalların net görüntüsü bir cevap olabilir sanırım.
2- Turksat üzerinden NTV ve NTV Spor'un çıkış gücünden kaynaklandığını sandığım yine bir netlik ve çözünürlülük problemi var. Özellikle LCD ve plazma kullananlar bu farkı daha net görebiliyor. Yine ulusal büyük kanalların görüntüsünün yanında karlı bir görüntüsü var NTV ve kanallarının. Hotbird'de bir maç izlendiğinde bu fark açık olarak ortaya çıkıyor.
3- Kablolu tv'de böyle bir sorun var mı? Bilmiyorum, kullanan bir yorumda bulunur elbet.
Gelen yorumlardan bunun "kişisel" mi; "genel" bir problem mi olduğunu anlarız artık...

Superclasico Biletleri

Sabah bilet kuyruğunda beklemekten bahsettim. Hala bekleyenler var dünyada elbette. Pazar günü tarafsız sahada; yaz turnuvasında Boca-River derbisi var Mar del Plata'da. Biletler satışa çıktığında 5 bin kişi kuyrukta bekliyormuş. Jose Maria Minella Stadı, Boca ve River'ın stadlarının yanında ufak kalıyor tabii. Bilet fiyatları 6 YTL'den başlıyor kale arkası için. En pahalı bilet 60 YTL. 1000 kere gidesim vardı bu Arjantin'e; 1001 oldu bu da. Biz gelene kadar değişme emi Arjantin!..

Yürüyedur Adana Demirspor

Vestel Manisaspor'u 2-1 mağlup ettiler ve Türkiye Kupası'nda çeyrek finale yükseldir: İlker, Ramazan, Cumhur, Bora, Ünsal, Erhan Çatalçam, Yiğit, Levent, Alper, Özgür, Erhan Namlı. Goller Özgür ve Erhan Namlı'dan. Yürüyedur Adana Demirspor.

Filippo Mancini

Roberto Mancini, Sven Goran Eriksson'un has adamıydı futbolculuk kariyerinde. Sampdoria ve Lazio'da birlikte çalıştılar. Mancini'nin oğlu Filippo Mancini de artık baba kontenjanından mıdır bilinmez Inter'de forma-forvet/orta saha- giyiyor. Roberto Mancini oğlunu Eriksson'un yanına yolluyor şimdi. Eti senin kemiği benim demiş midir? Manchester City'de denenecek, olursa da sezon sonuna kadar kiralık kalacak.

Liverpool Direnişi

Liverpool taraftarının Amerikalı patronlara gideri sürüyor. Liverpool taraftar grupları (Liverpool Supporters Network) arasında yapılan ankette George Gillett ve Tom Hicks'in kulübü bırakmamaları halinde tribün grevi yapacaklarını söyleyenlerin oranı %76. Her 4 taraftardan 3'ü, Amerikalılar gidene kadar bilet ve resmi ürün ve sponsor markaların ürünlerini almayacağını söylemiş. Teknik direktör Rafael Benitez'e olan güven ise %99. En önemlisi ise Amerikalı patronlara güvenen Liverpool taraftarının oranı: % 1!..

Hasta La Vista

Fransız Ali Tsonga Avustralya Açık'ta finalde. 17 ace atmış. Nadal set bile alamadı evine gidiyor.

Zaman


Tümer Larissa'yı Şampiyon Yap

Menajeri Alman, İngiliz kulüplerinden teklif var diyordu, biz de burada 3 öğün yiyorduk. Bütün Avrupa medyası uyuyordu, Tümer'e Premier Lig'den, Bundesliga'dan teklif yağıyordu. Bir aydır gurbette vatan hasreti çeken Tümer Metin en sonunda bir kulüp buldu kendine. Yunanistan'ın çok ama çok önemli kulüplerinden Larissa. Son günlerde onun adının geçtiği her haber şöyle başlıyordu: "Askerlik problemi ile yaklaşık 1 aydır yurtdışında bulunan Tümer Metin". Biri kalksa gazetede köşesinde Türkiye'de askerlik "problem"dir dese; eminim gençleri askerlikten soğutmaktan dolayı hakkında dava açılır. Ama sözkonusu Tümer Metin olunca askerliğin adı problem oluyor işte. Hayırlı işler ona Komşu'da. Zordur ama şimdi gurbette olmak...
15 Mayıs 2007 / Tümer Metin:"Ben de her Türk evladı gibi gidip vatani görevimi zamanı geldiğinde yapacağım. Ben Milli Takım forması giyen bir futbolcuyum. Ülkemi nasıl uluslararası maçlarda temsil ediyorsam vatani görevimi de yaparım. Bundan kimsenin şüphesi olmasın."

Kaynak Yapmayalım Beyler

Kaç zaman oldu gişeden bilet almayalı, o gişenin önünde sabahlamayalı. Biletix'in sitesine hücum ediliyor artık sabah kahvesi eşliğinde. Kaynak yapmayalım beyler diyenleri de; kaynak yapanları da özledim. İnönü kapalısının kaldırımında sabahlamak vardı hani...

Haftasonu Futbol

26 Ocak Cumartesi
13.00 Elazığspor - Giresunspor (D Spor)
14.30 Mansfield Town - Middlesbrough ( Tv8 ) FA Cup
18:10 Lille - Paris St Germain (Kanal A)
19.00 Beşiktaş - Gaziantepspor (Lig Tv)
19.15 Wigan - Chelsea ( Tv8 ) FA Cup
20.30 PSV - Excelsior (Business)
21.30 Roma - Palermo (24)
23.00 Sevilla - Osasuna (Ntv)
27 Ocak Pazar
13.00 Malatyaspor - Antalyaspor (D Spor)
13.30 Vitesse - Ajax (Business)
14.00 Sivasspor - Fenerbahçe (Lig Tv)
15.30 Feyenoord - Groningen (Business)
16.00 M. United - Tottenham ( Tv8 ) FA Cup
16.00 Milan - Genoa (24)
16.00 Udinese - İnter (Ntv Spor)
18.00 Sheffield United - M. City ( Tv8 ) FA Cup
19.00 Lorient - Bordeaux (Kanal A)
19.00 Ankaragücü - Galatasaray (Lig Tv)
21.30 Cagliari - Napoli (24)
22:00 St Etienne - O. Lyon (Kanal A)
22.00 Real Madrid - Villarreal (Ntv)
22.00 A. Bilbao - Barcelona (Ntv Spor)
28 Ocak Pazartesi
19.00 Karşıyaka - Sakaryaspor (D Spor)
20.00 Ç. Rizespor - Trabzonspor (Lig Tv)

23 Ocak 2008

Arjantin Derbileri

All Boys – Chicago
Almagro – Estudiantes (BA)
Argentinos Juniors – Platense
Arsenal – El Porvenir
Atlanta – Chacarita
Atlético Tucumán – San Martín (Tucumán)
Banfield – Lanús
Belgrano – Talleres (Córdoba)
Boca – River
Central – Newell's (Rosario)
Colón – Unión (Santa Fe)
Defensores de Belgrano – Excursionistas
Defensores Unidos – Villa Dálmine
Estudiantes – Gimnasia (La Plata)
Ferro – Vélez
Huracán – San Lorenzo
Independiente – Racing
Los Andes – Témperley

Kahve

San Francisco'da Blue Bottle Coffee'nin kahve makinesi. Değeri 20 bin $. Japon Ueshima Coffee Company'den almışlar. Hikayenin devamı The New York Times'da.

Marco Ruben Villarreal'de

Villarreal Arjantin'den adam alacaksa illa ki Boca Juniors'dan alırdı. Bu kez rotayı River Plate'e çevirdiler. Marco Ruben'e 7 milyon dolar ödediler. Ruben 22 yaşında ve River forvetinde sadece bir sezon forma giyip kendini Avrupa'ya attı. Villarreal'de Türk-İtalyan ortaklığı iyi iş yapıyor. Nihat ve Rossi forveti istim üzerinde. Ruben formayı alır mı geçen sezon Real Madrid'e gelen takım arkadaşı Higuain gibi kupa forveti mi olur onu da zaman gösterecek..

Kupa Mesaisi

23 Ocak Çarşamba
13.30 Alanyaspor - Fenerbahçe (Lig Tv)
19.00 G. Oftaş - Galatasaray (Lig Tv)
19.30 Sampdoria - Roma (Ntv Spor) İtalya Kupası
21.00 PSV - S.Rotterdam (Business)
22.00 Everton - Chelsea ( tv8 ) Carling Cup
22.00 İnter - Juventus (Ntv Spor) İtalya Kupası
23.00 Valencia - A. Madrid (Kanal A) İspanya Kupası
24 Ocak Perşembe
13.30 A. Demirspor - V. Manisaspor (Lig Tv)
19.00 Trabzonspor - Gençlerbirliği (Lig Tv)
21.00 Feyenoord - Twente (Business)
22.00 Lazio - Fiorentina (Ntv Spor)
23.00 Villarreal - Barcelona (Kanal A) İspanya Kupası

Rene Higuita

41 yaşında, kariyerinde 41 golü var. Galiba 42'yi atmak için futbola dönüyor. Futbol tarihinin belki de en renkli kalecisi- ne demekse bu renkli- Rene Higuita ülkesi Kolombiya'da futbola devam kararı almış. 2. lig takımı Rionegro'nun kalesini koruyacak.2 yıl önce 5 estetik ameliyat geçirip façayı düzelttim diye dolanıyordu televizyon kanallarını. İşte bu abinin en yakışıklı halidir.

Kaptan Ortega

Bir yıl önce alkol tedavisi görüyordu. Artık portakal suyu içiyor. Ortega, Kapanış Ligi'nde sahaya River Plate'de en önde çıkacak. Cumartesi 02:10'da da Riquelme ile kapışacak derbide. 2 postta Arjantin'de kış turnuvası yazmışım pencereden dışarıya bakıp, uyaran arkadaşa teşekkürler.

22 Ocak 2008

Anfield Road Mesajları

U messed up Vietnam, u messed up Iraq! Don’t mess with Scousers

Ercan Taner Sonrası Lig TV

Şahsi fikirlerim de üç aşağı beş yukarı aynı olmakla beraber bir gözlemimi aktaracağım Lig Tv hakkında. Konunun futbol olduğu sohbet ortamlarında ya da taraftar forumlarında kimse memnun değil naklen yayınlardan. Ne stadların mimarisinden dolayı ekrana gelen kötü açı, eksik kamera; ne HD teknolojisi ve çılgın fiyatı; ne dijital yayın adına ekrana gelen düşük çözünürlükteki yayın değil ilk etapta anlatmak istediğim. Bunlar da önemli eleştiri maddeleri ama ben spiker problemini dile getireyim.
***
Lig TV yayın ihalesini aldığından beri 3 assolist spikerle yola devam etti. Ercan Taner, Melih Şendil ve Melih Gümüşbıçak. Bir zaman sonra Melih Gümüşbıçak, Show TV'de kaldı ve naklen yayınlara çıkmaz oldu. Şahsen ben onun sesini magazin programlarında duymaktan hiç hazetmedim. Kişisel marka değerine zarar veren bir tercihti o televole türevi programları sunmak ve seslendirmek. Haftada 4 maç yayınlamaya başlayan Lig TV, 1. ligi de aldığı sezon Onur Şahin'e maç anlattırmaya başladı. Öztürk Pekin de 4. isimdi. 2. lig maçları ya da haftanın tadı tuzu olmayan 4. maçını anlatan Onur Şahin'in sesi nedense hep zorla seyredilen maçların adamı olarak kaldı. 3 büyüklerin maçlarında sanki heyecanı santra noktasında öldürüyordu bu ses yorumunu çok fazla insandan duydum. Ercan Taner ve Melih Şendil'in ajandası ise yoğundu. 3 büyüklerle Anadolu'ya gidip ertesi gün dönüp İstanbul'da maç anlattılar.
***
Futbolsever, yıllardır NTV'nin kurduğu kalburüstü spiker kadrosundan kimi transfer ederler diye tartışırken yılın bomba transferi geldi. Ercan Taner, Lig TV'den ayrıldı ve NTV Spor'a geçti. Okay Karacan'ın ayrılığı sonrasında, Murat Kosova'nın da çokça NBA anlattığı, Güntekin Onay'ın da haftasonu %100 Futbol mesaisi olduğu düşünülürse 12'den vurmuş oldu NTV. Üstelik yeni bir spor kanalı açmışlar ve "Türkiye'nin futbol kanalı"nın sesini kadrolarına katmış oldular. Lig TV'nin haftada 4, sezonda 136 maç yayını var Süper Lig'de. Türkiye Kupası maçlarını da eklersek sanırım 180 naklen yayından fazlası yapar bu. Öztürk Pekin mesleğinin duayenidir, birçok genç spikeri de yetiştirmiştir, asla saygıda kusur edilmeyecek bir isimdir ancak Galatasaray-Bursaspor maçında Volkan'a ısrarla 90 dakika Hakan Balta demesi ya da Ömer Erdoğan'ın oyundan atılma sebebini anında çözememesi (Güntekin Onay, Fenerbahçe'nin 6. yabancısını küt diye söylemiştir naklen yayında) sadece bu haftanın olmuyor böyle dedirtenleri...
***
Lig TV'nin aylık ücret ödeyen abonelerine naklen yayınlarda sanal reklama boğma hakkı var mıdır; bu da bir başka tartışma konusu. Ben sadece bir fikri seslendiriyorum. Lig TV bir an önce spiker transfer etsin ya da Melih Şendil'i jetle 4 maça yetiştirsin...

Naoya Kikuchi

Japonlar mümkünse futbol oynamasın. 3 Japon evladını topçudan sayarım. Nakata, Nakamura ve Ono. Neyse konumuz Naoya Kikuchi. Büyük yetenek falan değil ama Avrupa'ya transfer oldu. Transfer olma sebebi de sübyancılık. Jubilo Iwata forması giyen Kikuchi, 15 yaşında bir kızla fena halde yakalanınca Japonya'dan afaroz edilmiş. Kulüp başkanı git lan buralardan demiş. O da gitmiş. Alman 2. liginden Carl Zeiss Jena ile sözleşme imzalamış Kikuchi.

Ninja Pato

Bad Blue Boys

Şampiyonlar Ligi mi Yugoslav futbolunu bitirdi; savaş ve arkasından ülkenin dağılması mı tam emin değilim. Bildiğim Avrupa'daki futbol rekabetinin artık hep bir eksik olduğu. Ne Partizan, ne Kızılyıldız, ne Hajduk Split ne Dinamo Zagreb'in sesi çıkıyor artık. Dinamo Zagreb'in sıkıdan da öte taraftar grubu Bad Blue Boys'a getireyim ben lafı. Dougie Brimson'un Avrupa'daki tribün kültürü üzerine yazdıklarını okuyorum tekrardan bugünlerde. Dinamo Zagreb'in "Dinamo"su gittiğinde nasıl mücadele ettikleri ayrı bir post konusudur, grubun kurulduğunda seçtikleri "bad blue boys"un esin kaynağının bir film olduğunu öğrendim. 1983 yapımı Sean Pean'in oynadığı Bad Boys'dan emanet almışlar D.Zagrebliler gruplarının ismini.

Maç Günü Dergileri

Bizim futbol kültürümüzün eksik parçalarından biri koleksiyonculuk galiba. Çok fazla haksızlık etmem istemem ama tribün kültüründe bir kenara konulanlar 2-3 forma, 4-5 uğurlu atkıdan öteye gitmez. 4-4-2'nin Juninho'su Coşkun Çelik gibi dergi, gazete koleksiyoncularını tenzih ederim tabii. O hatıratın bir parçası da maç günü dergileri. İstanbul'un 3 büyükleri maç günleri stadyumda bedava dağıtıyor. Anadolu'da birçok kulübün de A5 formatında,Galatasaray'ınkinden esinlendiği çok belli olan maç günü dergileri var. Köpeğe "dog" diyenler maç günü dergisine de "the match day programme" diyorlar. Oralarda bu dergiler satışından kulüpler para kazanır. Az ya da çok; kazanır işte. Milan-Liverpool Şampiyonlar Ligi finalinde, maç günü dergisi satın almak için yüzlerce İngilizin kuyrukta beklediğine de şahitlik yaptık 2005'de. Eski maç günü dergileri e-bay'da iyi para yapar çok zaman. Biz biriktirmeyiz, biriktirenin de gün gelir; annesi alır çöpe atar. Ne yaptın anne deriz? Eee oğlum eski maçlar onlar ne yapacaksın der. Anne her zaman haklıdır...

Arjantin Yaz Turnuvaları

Arjantin'de iki lig arasında; Ocak ayı ve Şubat başında oynanan birçok turnuva var. Bunlar en önemlisi Arjantin'in 5 büyüğünün katıldığı Yaz Turnuvası, orijinal adıyla Torneo Pentagonal de verano. Katılan takımlar Boca, River, San Lorenzo, Independiente ve Racing. 26 Ocak Cumartesi Türkiye saatiyle 02:10'da Boca Juniors ile River Plate, Mar de Plata'da karşılaşacak. Bir derbi yetmez diyen varsa; bir hafta sonra bir tane daha var. 2 Şubat'ta Boca ile River bu kez Copa Revancha'da karşı karşıya gelecek. 5'li turnuva 2001 yılından beri oynanıyor ve Boca Juniors'un 3, San Lorenzo'nun 2 şampiyonluğu var. Son şampiyon ise River Plate.

21 Ocak 2008

Madem O Kadar İyiydi...

Madem o kadar iyiydi o zaman bu yaşına kadar neden Avrupa’ya gelmedi?” Bu son yılların meşhur klişesi. Maldonado’nın Fenerbahçe’ye transferi gündeme geldiği günden beri de sık sık kullanılıyor. Maldonado hakkında kuruş fikrim yok. İyi mi kötü mü geldiğinde görürüz; biz klişeye dönelim. Güney Amerikalı futbolcuların kaliteleri üzerinde iki kelam edebilmek için önemli ama; "eşittir işte budur" tadında bir parametre değil bu Avrupa’ya gelmek, gelebilmek meselesi. Keşfedilme yaşının 12’ye indiği, Avrupalı’nın yerel scout’lar çalıştırdığı Güney Amerika’dan bizim Kaka’ları, Pato’ları bulup getirmemiz çok zor. Evet, iyi bir Güney Amerikalı futbolcu kıtadaki ekonomik şartlardan dolayı kirişi kırdığında illa ki kapağı Avrupa’ya atmak ister. Hollywood’dur orası, Oscar alacaksan orada alacaksındır. Para oradadır, şöhret oradadır. G.Amerika’da iyiysen hatta çok iyiysen maksimum 23-24 yaşına kadar bir Avrupa kulübü senin kapının çalar. Peki ya gelemeyenler; ya da 27-28’inden sonra Avrupa’da kulüp bulanlar. Oscar Cordoba mesela. Boca’da efsane olmuş bu adam 30’una kadar kıtasından çıkmadı diye kötü kaleci miydi? Ya da 27’sine kadar Kolombiya ve Arjantin’de oynayan Mondragon? O.Lyon’a bu devre arasında gelen Cesar Delgado peki?
***
Madem o kadar iyiydi o zaman bu yaşına kadar neden Avrupa’ya gelmedi?” kabul edilebilir ama tartışmayı bitiren soru değildir asla. Hele ki o futbolcu forvet haricinde bir mevkinde oynuyorsa. Ben bu “klişeyi” 28’inden sonra bizim memlekete gelen ve geçmiş kariyerinde adam gibi gol ortalaması tutturamamış santrforlar için kullanırım. Orta saha oyuncusu sezon boyunca tek gola atmaz, tek bir asist yapmaz. Sallandıracak mısın hemen 1300 rakip atağı kesen adamı? Defanstaki adam sezonun tüm maçlarında oynar, kalecisi palavradır, takımı çok gol yer, kendisi iyidir. Futbolun tutulan istatistikleri; golcüler dışında hiçbir oyuncunun geçmiş kariyerini izlemeden ahkam kesmeye izin vermez. En fazla kırmızı kartlarına bakıp dudak bükersin. Adam buraya gelir, kuzu olur.
***
Peki hala “iyi de neden Avrupa’ya gelmedi?” diyen varsa. İngiltere’de, İspanya’da, İtalya’da Güney Amerikalı oyuncusu kısıtlaması var mı? Var. İpini koparan gelemiyor demek ki. Bu gelemeyenler, kaldıkları memleketlerinde lig yok mu? Bu adamlar futbol oynamıyor mu? Gelmeyenin keyfinin kahyası mıyız? Adam ruhunu orada bulmuş, sadece orada Martin Palermo, Riquelme olabiliyor mesela. Avrupa’nın tüm liglerinde Güney Amerikalı oyuncu sayısı kaç? Yüzdesi ne kadar? Güney Amerika’nın ayağına top yakışan bütün futbolcularını Avrupa’ya getiren gemi Avrupalıları yükleyip mi dönecek gerisin geriye...
***
Bitirelim. Brezilya Ligi gibi anlamsız bir ligde defansif orta saha olarak sivrilmek pek de anlamlı değildir futbol adına. 27-28’ine kadar Avrupa’ya gelememek de yolun sonu değildir. Sevmem kendisini ama; Pele ile bitireyim. Madem o kadar iyiydi neden gelmedi Avrupa’ya? "Milli servetti Pele, yasa çıkarmışlardı" denecek elbette. Eee kardeşim gelemeyenlerin hepsi o yasa kapsamında(!) Bu gelenler firar edenler işte...

Pazartesi'nin En İyisi

Cantona, Sivas, Çorum leblebisi, Antep, Horon, Samba, Feldkamp, Barcelona, Real Madrid, San Sebastian, Nihat, 1966 Dünya Kupası, Alex, Galatasaray, karabiber, et, gurme, 10 bin metre, Cüneyt Koryürek, Oleguer, Rijkaard, atletizm, judo, kahverengi kuşak, Walter Zenga, kalorifer, iktisat, mortgage, olmuyor böyle, Holosko, Lucescu, Ertuğrul Sağlam, üçlü defans, tandem, sarkık libero, kayısı, Arjantin, İspanya, Uruguay, Diawara, Bursaspor, kusura bakmasınlar, İngilizler'in de yemeği yok, Deivid, Brezilya, Delgado, Kasımpaşa, Mehmet Yıldız, Devran tribün kültürü, tezahüratlar, İnönü, Kadıköy, şekerli leblebi, Valencia, Mallarco, Emre, Okan, Suat, Saffet, Hakan Şükür, Beyhan, Sedat III, Hector Cuper, Tanıl Bora, Nejat Kök, Cihat, Tayfun Korkut, e-mail, Fatih Terim, Çin ordusu...
İşte böyle bir program Futbol Kulübü. Biraz önce bitti; kısaca aklımda kalanları yazdım! Okay Karacan ve Mehmet Demirkol 102 dakika ekranda kaldılar. 3. haftası programın. Alkol eşliğinde seyretmeyin. Çay, kahve içip izleyin; zaten sarhoş ediyorlar adamı. Sadece futbolla...

Arjantin Gol Krallığı

Arjantin ile açtık günü, oradan devam edelim. Son gol kralı German Denis'i bir hafta boyunca bizim spor medyası da yazdı, gönlü burada dediler, ses çıkmadı sonra! Martin Palermo'nun kırılması gerçekten zor 20 gollük rekoruna yaklaştı Denis ama 18 golle bitirdi Apertura'yı. Riquelme'nin dönüşü sonrasında Martin Palermo yine gol krallığının en büyük adayı kapanış liginde. Abreu kaç atacak bakalım?
1990-1991 Esteban González (Vélez) 18
1991 Apertura- Ramón Díaz (River) 14
1992
Clausura- Diego Latorre (Boca) - Darío Scotto (Rosario Central) 9
Apertura- Alberto Acosta (San Lorenzo) 12
1993
Cl- Rubén "Polillita" Da Silva (Rosario Central) 13
Ap- Sergio "Manteca" Martínez (Boca) 12
1994
Cl- Hernán Crespo (River) - Marcelo Espina (Platense) 11
Ap- Enzo Francescoli (River) 12
1995
Cl- José "Turu" Flores (Vélez) 14
Ap- José Luis Calderón (Estudiantes LP) 13
1996
Cl- Ariel "Chupa" López (Lanús) 16
Ap- Gustavo Reggi (Ferro) 11
1997
Cl- Sergio "Manteca" Martínez (Boca) 15.
Ap- Rubén "Polillita" da Silva (Rosario Central) 15
1998
Cl- Roberto "Pampa" Sosa (Gimnasia LP) 17
Ap- Martín Palermo (Boca) 20
1999
Cl- José Luis Calderón (Independiente) 17
Ap- Javier Saviola (River) 15
2000
Cl- Esteban Fuertes (Colón) 16
Ap- Juan Pablo Ángel (River) 13
2001
Clausura- Bernardo Romeo (San Lorenzo) 15
Apertura- Martín Cardetti (River) 17
2002
Cl- Fernando Cavenaghi (River) 15
Ap- Andrés Silvera (Independiente) 16
2003
Cl- Luciano Figueroa (Rosario Central) 17
Ap- Ernesto Farías (Estudiantes LP) 12
2004
Cl- Rolando Zárate (Vélez) 13
Ap- Lisandro López (Racing) 12
2005
Cl- Mariano Pavone (Estudiantes LP) 16
Ap- Javier Cámpora (Tiro Federal) 13
2006
Cl- Gonzalo Vargas (Gimnasia LP) 12
Ap- Rodrigo Palacio (Boca) y Mauro Zárate (Vélez) 12
2007
Cl- Martín Palermo (Boca) 11
Ap- Germán Denis (Independiente) 18

Arjantin Clausura 2008

Arjantin Clausura 2008, 10 Şubat'ta başlıyor. 1991 yılından bu yana hem açılış hem de kapanış ligini şampiyon bitirebilen tek takım River Plate(1997). Bu istikrarsızlıktan öte transferlerle ve ters fikstürle de açıklanabilir. Şampiyon olanın kadrosu yağmalandığından ve ligin güçlü takımlarıyla deplasmanda oynandığında bu ünvanı korumak çok zor. Şubat ayının ilk haftasında kim şampiyon olur anketi açmak lazım oldu şimdi...
1991: River (A)
1992: Newell's (C) - Boca (A)
1993: Velez (C) - River (A)
1994: Independiente (C) - River (A)
1995: San Lorenzo (C) - Vélez (A)
1996: Vélez (C) - River (A)
1997: River (C) - River (A)
1998: Velez (C) - Boca (A)
1999: Boca (C) - River (A)
2000: River (C) - Boca (A)
2001: San Lorenzo (C) - Racing (A)
2002: River (C) - Independiente (A)
2003: River (C) - Boca (A)
2004: River (C) - Newell's (A)
2005: Velez (C) - Boca (A)
2006: Boca (C) - Estudiantes (LP) (A)
2007: San Lorenzo (C) - Lanus (A)

1.Hafta - 10-02-2008
TIGRE - G. Y ESGRIMA L.P.
LANUS -INDEPENDIENTE
ARSENAL F.C. - HURACAN
VELEZ SARSFIELD - COLON
RACING CLUB -OLIMPO
ESTUDIANTES DE L.P. -BANFIELD
RIVER PLATE vs G. Y ESG.
SAN LORENZO DE A. - N.O. BOYS
SAN MARTIN - ARGENTINOS JRS.
ROSARIO CTRAL.- BOCA JRS.