2 Mayıs 2009

Real Madrid 2 - Barcelona 6

Barselona derbisinin öteki tarafı Espanyol ile başlamak pek iyi fikir değil El Clasico'ya ama... Franco döneminde Katalan dili yasaklanınca kulübün adını Espanol yapıyor Madrid cuntası. 40 yıl boyunca bu isim altında oynuyor Espanyol. Bir "y"nin lafı mı olur dememeli(!) Sonunda isimlerine kavuşuyorlar. İşte El Clasico'da Puyol'un gol sonrası sevinci bu yüzden önemli. Maçtan önce basın ve VIP tribüne dağıtılan takım kadrolarında Real Madrid kulübü, Puyol'un ismini Pujol olarak yazıyor. Typo değil; Franco ruhu işte, Castilian dilinde Pujol yapıyorlar Barça kaptanını. Bu olayı öğrenip mi çıkıyor sahaya bilmiyorum ama bu sezon ilk golünü attıktan sonra Puyol'un kolundaki kaptanlık bandını daha doğrusu sarı-kırmızı Katalan imgesini çıkartıp öpmesi düştüğüm ilk nottur... Casillas'un 3. golden sonra gelen yakın planında ise farkı(!) farkeden surat ifadesi var. Sanırım dua ediyor o esnada. Yılların tecrübesi tabii adam, "Bu önümdekilerle fark yerim" diyor. Gelelim maça. Real Madrid için 3 artı vardı maçtan önce. Barcelona, Chelsea maçından geliyordu ve Chelsea maçına gidecekti. Barça geçen hafta iki puan kaybetmiş, fark dörde inmişti ve maç Santiago Bernabeu'daydı. Barça'nın artılarına ise saymaya gerek var mı? Şahsen benim maç öncesinde Real Madrid nasıl yener diye bir senaryom yoktu. Chelsea'nin yapabildiğini tekrar edecek ne kadroları vardı; ne de sadece gol yememek işlerine geliyordu... Juande Ramos'un Barça mağlubiyetiyle başlayan Real Madrid kariyeri daha parlak olamazdı. 17 galibiyet ve bir beraberlik... Barça'ya karşı planı basitti. Defansı öne çıkartıp mümkün olduğu kadar iki ön liberoya yakın oynatıp, rakibin 3 hücumcusunu kalesinden uzak tutmak. Sanırım Barça-Bayern Munih maçını seyretmemiş Juande Ramos! Elbette ki izlemiştir de, eldeki mal bu ne yapacaksın! Real Madrid defansı aynı Bayern Münih defansının göbeği gibi ağır olunca kaçınılmaz son geldi. Geçen hafta Valencia'nın yaptığı faul kadar faul yaptılar. 22 faule rağmen, hücum girişimlerinde Valencia'nın gerisinde kaldılar. İlk yarı Yakaladıkları iki pozisyonu da harcadılar. Barça sanırım uzun zaman sonra topa sahip olmada %60 altına indi. Bu sezon yakaladıkları standartın altına düşmediler girdikleri pozisyon adedinde. Altı atmaya alışmış takım için maçın derbi olması da pek farketmedi...
Real Madrid tarihinde en farklı mağlubiyet 60 yıl öncesine ait. 6-0 yenilmişlerdi A. Bilbao'ya. Santiago Bernabeu ise tarihinin en ağır yenilgisine şahitlik etti bu gece. "Franco dönemi o gün bitti" dedikleri maçta; 1974'de Barça, Real Madrid'i bu statta Cruyff'lu kadrosuyla 5-0 yenmişti. Bu kez abarttılar. Santiago Bernabeu tribünleri Ronaldinho'lı Barça 3 attığında alkışlamış, o maç da tarihe geçmişti. Bu derbi ise kazındı...
Stoper Pique sezonun 100. golünü attı . Barcelona gol rekorunu da (108) kıracak, puan rekorunu da. Gelecek hafta, bu gece sahasında Sevilla'ya 2-0 kaybeden Villarreal maçını kazanıp şampiyonluğu da ilan edecekler. Real Madrid, La Liga'nın bu sezon sorgulanması gereken zayıf takımlarını ipe dizerken, iki sert takım karşısında fena dağıldı. Liverpool ve Barcelona... Bu ezeli rakibine kötü gününde yakalanan bir takımın hezimeti değildir. İki takım arasındaki kalite farkının futbolunun adaletinin olduğu bir akşamda net olarak tartıya çıktığı bir maçtır... Gago ve Diarra'lı göbeğin Xavi-Iniesta karşısında çoluk çocuk kaldığı, Messi-Alves korkusu yüzünden iki savunmacıyla kurulan sol kanadın -Heinze adam değil(!)- yol geçen hanı olduğu, Sergio Ramos'un da iflas ettiği, emekliliği gelmiş Cannavaro'nun çirkef fauller yaptığı (2. gol öncesi Henry'e) bir takım; haziran ayında Florentino Perez başkan olduğunda büyük kıyıma uğrayacaktır. Kalesinde Casillas olan takıma Barcelona 6 gol atıyorsa, bunu şimdi dert etmesi gereken galiba Hiddink olmalı. 2009 yılında harika maçlar seyrettik. Barcelona-Manchester United finali sanırım güzel bir kapanış olacak bu büyülü sezonda...
Gol: Higuain (R) al 14', Henry (B) al 18', Puyol (B) al 20', Messi (B) al 35' p.t.; Ramos (R) all'11', Henry (B) al 13', Messi (B) al 30', Piqué (B) al 38' s.t.
REAL MADRID (4-4-2): Casillas; S. Ramos (dal 27' s.t. Van der Vaart), Cannavaro, Metzelder, Heinze; Robben (dal 34' s.t. Javi Garcia), Gago, L. Diarra, Marcelo (dal 15' s.t. Huntelaar); Higuain, Raul. (Dudek, Torres, Drenthe, Faubert). All.: J. Ramos.
BARCELONA (4-3-3): Valdes; D. Alves, Puyol, Piqué, Abidal; Xavi, Toure (dal 40' s.t. Busquets), Iniesta (dal 40' s.t. Krkic); Messi, Eto'o, Henry (dal 16' s.t. Keita). (Jorquera, Sylvinho, Caceres, Gudjohnsen). All.: Guardiola

Serie A'da son 5 Hafta

Serie A'da aslında yarış çoktan bitti ama Mourinho sağolsun sağa sola saldırıp gazeteleri ayakta tutuyor. Bu sezon kavga etmediği kulüp yok. Son olarak Milan'a kafadan daldı. Ambrosini ile laf dalaşına girdi. Gattuso da Adanalı aksanında cevap verince kıyamet koptu. Herşey Inter'in hesapta olmayan puan kayıplarıyla başladı. Geçen hafta geldiğinden beri galibiyeti olmayan basiretsiz Donadoni'ye bile 3 puan verdiler. Juventus yarıştan koptu derken, Milan bariyer dibindeng geldi ve puan farkı 7. Son düzlükte Mourinho'nun işi kolay. Milan bu hafta Catania deplasmanına gidiyor. Kaka düzeldiğinden beri rahat kazanıyorlar ama son 4 hafta fikstürlerinde neredeyse bir derbi eksik! Olsa daha fazla şansları olurdu ya! San Siro'ya Juventus gelecek, ardından Udinese deplasmanı, içeride Roma maçı ve son hafta Fiorentina deplasmanı. Inter bugün Lazio ile evinde oynuyor. Haftaya Chievo deplasmanına gidecekler, ardından içeride Siena, deplasmanda Cagliari ve içeride Atalanta ile ligi bitirecekler. Muhtemelen bu 7 puan fark daha da açılacaktır. Inter'lileri çıldırtan ise 5 Mayıs sendromu. 2002 yılında Lazio deplasmanında kaybedip son hafta şampiyonluğu vermişlerdi. Olmaz tabii tekrarı. Gelecek sezon Şampiyonlar Ligi trenini kaçıran Roma, Haziran ayından Sensi ailesinin elinden çıkıyor. Başta kaleci Doni olmak üzere çok adam satış listesinde olacak. Taraftarından uyarı alan Fiorentina akıllanıp Roma'ya dört atmıştı. Genoa ile Şampiyonlar Ligi'ne bilet için kapışacaklar son haftalarda.

Colosseo

Roma Termini'de (tut ki Haydarpaşa) Şampiyonlar Ligi sponsoru Heineken, Colosseo inşaa etmiş. 3.5 metre çapında, 3 metre boyunda. Güzel stand...

A.A


El Clasico

Federer

1 Mayıs 2009

Real Madrid vs. Barcelona

Real Madrid-Barcelona derbisini NTV'de Ercan Taner anlatacak. 21:00'de başlayacak maç öncesinde bir saatlik bir yayın var. Önce derbiye dair bir belgesel ardından Ercan Taner ve Mert Aydın canlı yayında olacak. Blogda, "El Clasico'yu kim anlatsın?" anketinin sonuçları burada. "El Clasico'yu kim kazanır?" anketinde ise %45 Barcelona, %41 Real Madrid çıktı. %14 ise beraberlik diyor. Juande Ramos, Nou Camp'taki derbide göreve gelmiş, ilk maçını da kaybetmişti. Ardından 17 galibiyet ve bir beraberlik aldı ligde. Real Madrid'in ligin ilk yarısında El Clasico öncesinde Sevilla'ya 4-3 kaybettiğini, ikinci yarıda da deplasmanda 4-2 ile rövanşı aldığını not düşeyim. Barcelona ise derbiye 4-0 Valencia galibiyetiyle gelip 2-0 kazanmıştı. İki takımda da oynayan Ronaldo'nun tahmini: "Real Madrid, Sergio Ramos ve Raul'un golleriyle 2-0 kazanır."
Geçen haftaki maçlar:
Sevilla: 2 Real Madrid:4
Valencia 2: Barcelona: 2Sezonun ilk yarısı
Barcelona: 2 Real Madrid: 0
El Clasico'da İhanet
Maç kadroları:
Real Madrid: Casillas, Dudek, Sergio Ramos, Metzelder, Cannavaro, Torres, Heinze, Gago, Lass, Javi García, Faubert, Drenthe, Parejo, Marcelo, Robben, Van der Vaart, Higuaín, Raúl y Huntelaar.
Barcelona
: Valdés, Jorquera, Henry, Xavi, Piqué, Iniesta, Puyol, Cáceres, Sylvinho, Bojan, Eto''o, Messi, Hleb, Dani Alves, Abidal, Keita, Gudjohnsen, Touré y Sergio Busquets.

Gelenek

BlogİdmanYurdu Nike Turnuvası'nda

Flying Dutchman Blog'da Tunchay'ın çabalarıyla kurulan BlogİdmanYurdu Futbol Takımı sahaya iniyor! 2 Mayıs - 6 Haziran 2009 tarihleri arasinda düzenlenecek olan Nike Halı Saha turnuvasına katılacak takımımız BİY ağına üye bloggerlardan olusuyor. İşte gönüllerin şampiyonu kadro:

1 - Noat Samisa (Salih) (GK)
2 - Varol Döken
3 - PCLion (Uğur)
4 - Scapula (Mayıslarbizim - Atahan)
5 - Tunchay
6 - Ali Ece
7 - Pennearabiata (Ali Okancı)

İlk maç 3 Mayıs 2009 Pazar günü saat 18:20'de Etiler Naturel Spor Tesisleri Sahsi'nda "46 Hürriyet" ile oynanacak. Talihsiz bir fikstür olmuş. Derbi öncesi Varol ve Tunchay'ın performansları düşebilir (!) Ali Okancı da harika tek forvet oynar (!)

3 Mayıs Pazar - 18:20
46 Hürriyet - Blog İdman Yurdu
10 Mayıs Pazar - 18:20
Blog İdman Yurdu - Gençosman
http://www.nikeamansizol.com/

Beşiktaş vs. Fenerbahçe ?

Copa Libertadores Son 16

Copa Libertadores'de grup maçları bitti. 8 gruptan çıkan 16 takımın eşleşmesi budur. "L" olanlar ilk maçı kendi sahasında oynayacak.

Hafta Sonu Futbol

1 Mayıs Cuma
20.00 Hacettepe - Galatasaray (LİG TV)
21.30 Bochum - Hannover (KANAL 24)
2 Mayıs Cumartesi
13.00 Spartak Moskova - Dinamo Moskova (SPORMAX)
14.45 Middlesbrough - Manchester United (SPORMAX)
16.30 Wolfsburg - Hoffenheim (KANAL 24)
17.00 Chelsea - Fulham (SPORMAX)
20.00 Trabzonspor - Kayserispor (LİG TV)
20.00 Valenciennes - Lyon (KANAL A)
20.45 Academica - Sporting Lisbon (SPORMAX)
21.00 Real Madrid - Barcelona (NTV)
22.00 Marseille - Toulouse (KANAL A)
22.45 N. Madeira - Benfica (SPORMAX)
23.00 Villarreal - Sevilla (NTVSPOR)
3 Mayıs Pazar
12.00 K. Sovetov - CSKA Moscow (SPORMAX)
15.00 Gaziantepspor - Sivasspor (LİG TV)
15.30 Liverpool - Newcastle United (SPORMAX)
16.00 Catania - Milan (NTVSPOR)
18.00 Hamburg - Hertha Berlin (KANAL 24)
18.00 PSG - Rennes (KANAL A)
18.00 Sunderland - Everton (SPORMAX)
20.00 Beşiktaş - Fenerbahçe (LİG TV)
22.00 Bordeaux- Sochaux (KANAL A)

29 Nisan 2009

Maniche F.Bahçe'de(!)
Seitaridis G.Saray'da(!)

Bir haber ve bir fotoğrafla Fenerbahçe ve Galatasaray'a ihtiyaçları olan transferleri gerçekleştiriyorum. Memlekete hayırlı olsun (!)
Önce Fenerbahçe: "Josico ve Maldonado ile yollarını ayıracak olan Fenerbahçe, Maniche'nin işini bitirdi. Atletico Madrid'de kadro dışı kalan Portekizli oyuncuyla prensip anlaşması yapan sarı-lacivertli kulüp Atletico Madrid ile pazarlık masasına oturacak."
Ve Galatasaray: "Bu sezon sağ bekte büyük problem yaşayan Galatasaray, geçen sezon da talip olduğu Seitaridis ile her konuda anlaştı. Bu sezon Atletico Madrid'de teknik kadroyla problemler yaşayan ve hafta başında kadro dışı kalan Yunanlı oyuncu, Galatasaray'ın teklifine evet dedi. "
* "(!)" işareti 'gülüyor, eğleniyoruz' olarak okunmalı.

El Clasico'da Barça Taraftarı

İspanya'da taraftar grupları koreografiyi üstlenmiyor. Bunu yapan genelde kulüp yönetimleri oluyor. Cumartesi akşamı da Santiago Bernabeu'da 80 bin kişilik bir koreografiden bahsediyorlar ama bu işi İtalyanlar gibi iyi kıvıramadıklarından ve adam gibi temalar bulamadıklarından fotoda olduğu gibi beyazlarla idare ederler. El Clasico'da Barcelona'ya verilen bilet sayısı 800. Bunun 200'ünü kulübe vermişler, geri kalanı da Barça taraftarına satılacak. Stadın 4. katında bir köşede 600 Barcelona taraftarı olacak, fazlası değil...

Gerets'in Yolu

Marsilya ile sözleşme yenilemedi Erik Gerets. Bu kendi tercihi değil. Bu akşam Bordeaux, Rennes deplasmanında kazanırsa puan farkı ikiye inecek. Ben, Bordeaux'nun kalan fikstürünü daha kolay görüyorum. Marsilya evinde O.Lyon ile de oynayacak. Ersun Yanal gidince Gerets'i ilk olarak Trabzonspor'a yazdılar. Fenerbahçe için de adı geçti. Muhtemelen Galatasaray ile de adı anılacaktır. Tanıdığım Gerets, Trabzonspor'a gitmez. Fenerbahçe de onunla çalışmaz. Galatasaray'da da bu yönetim olduğu sürece böyle bir teklif olmaz. Bayern Munih gelecek sezon onu takımın başına getirebilir. İki ihtimal daha var. Atletico Madrid ve Belçika Milli Takımı... (Al Hillal'e giderse de kariyerine ayıp eder)

Rafa Marquez

Bir önceki turda Bayern Munih ile oynanan ilk maçta tur garanti olunca son dakikalarda kasıtlı sarı kart görmüştü yarı finalde oynayabilmek için. Dün gece Puyol'u yedek kulübesinde onu sahada görünce şaşırdım açıkçası. Sakatlandığı pozisyon çok kötüydü, dizin bağları çözüldü işte. Başı önde ağlayarak terketti stadı Rafa Marquez. Londra'da Puyol da cezalı. Cacares forma giyecektir.

28 Nisan 2009

El Clasico'nun Spikeri?

Real Madrid-Barcelona, 2 Mayıs Cumartesi saat 21:00'de. NTV Spor ya da NTV naklen yayınlayacak. EL Clasico'yu kim anlatsın diye bir anket başlattım. Anketin elbette ki NTV Spor ile bir alakası yok. Onlar haftalık programı da, maçın spikerini de belirlemişlerdir.

Ersun Yanal ve Trabzon Medyası

Trabzonspor-Galatasaray maçının ardından kendisine forvetlerinin performansı hakkında yönelttiğim soruya "Gelecek sezon telafi" ederiz diyememişti Ersun Yanal. Önünü daha o günden göremiyordu. Ligin sonunda ya da daha öncesinde görevinden ayrılacağını anlamıştım. Sezon boyunca kendi tercihleriyle de iyice kısırlaşan kadroyla buralara gelmesi aslında başarıdır. Takım olarak büyük sakatlıklar yaşamadılar, futbolcular iyi çalıştı, adale sakatlığına yakalanan olmadı. Ankaragücü'nü devirmesine rağmen başlayan düşüşe ise çare bulamadı. Çift forvette Umut-Gökhan ısrarını sürdürdü, orta sahada Alanzinho, Galatasaray maçı dışında katkı yapmadı. Tek forvet denemesi de sanırım gelen baskıları artık göğüsleyemediğinin göstergesiydi. En güvendiği adamı Selçuk hayalet adam olmaktan öteye gidemedi. Barış Memiş ve Ceyhun'a hiç şans tanımadı. Sağ bekte Serkan ve Tayfun mu derken takım her seferinde o bölgeden çöktü. Herşeye rağmen gitmeyi haketmedi. Pratiği mümkün değil belki ama 3-4 sezon kalabilse başarıyı yakalardı. Trabzonspor tarihi bir fırsatı da kaçırdı böylece. Şimdi başlangıç noktasına dönecekler. Bir sürü teknik adamın ismi var gündemde. Bence o koltuğa Şenol Güneş oturacak. Trabzon'un asıl çözmesi gereken ise yerel medyası. Karadeniz insanı coşkuludur, çabu öfkelenir tamam da; o çok keskin, yaralayan, haddini aşan manşetler; teknik direktör ve futbolcuları baskı altına alıyor, dibe vurduruyor. Bu sayfaları hazırlayanların evrensel spor gazeteciliği ölçülerinde eleştiri getiremediklerine ikna olmaları gerekiyor. Taraftar forumları bile daha insaflı! Trabzonspor taraftarı da bu manşetlerin ve haberlerin etkisiyle teknik adama cephe alıyor. Ersun Yanal da yerel medyanın kurbanı oldu. Köşeye sıkıştı ve bulduğu ilk delikten hava almak için firar etti. Kim gelecekse gelsin; Trabzon medyasının biraz insaflı olması lazım. Belki elzem olan bu hoşgörüyü kendi evlatları Şenol Güneş'e gösterirler.

27 Nisan 2009

Premier League En İyi 11

Premier Lig demek o demek. İlk sezonundan beri forma giyen tek oyuncu o. Ryan Giggs. İngiliz Profesyonel Futbolcular Birliği, yılın futbolcusu ödülünü geç de olsa ona verdi. Yakışmaz mı? En iyi onbiri de seçmişler. Zımba gibi takım olmuş ama aynı zamanda Arsenal'lilere ayıp olmuş...
Edwin Van der Sar (Manchester United), Glen Johnson (Portsmouth), Rio Ferdinand (Manchester United), Nemanja Vidic (Manchester United), Patrice Evra (Manchester United), Ashley Young (Aston Villa), Steven Gerrard (Liverpool), Ryan Giggs (Manchester United), Cristiano Ronaldo (Manchester United), Nicolas Anelka (Chelsea), Fernando Torres (Liverpool)

Arda'ya 11 Milyon Euro

Önce Okay Karacan'ın 5 Mart tarihinde blogda yazdığı "Arda Seneye Nerede?" başlıklı yazıyı okumak lazım. Aradan 50 gün geçmiş. Transfer piyasası ısınıyor. Bugün İtalyan medyasında Bayern Munih ve Juventus arasında Arda savaşının başladığı yazıyor. Bayern Munih'de Ribery gidici. Ya Barça ya da seçim yatırımı diye Perez onu Real Madrid'e alacak gibi. Juventus da Nedved sonrası sol içe bir adam arıyor. David Silva'nın da adı geçiyor. Bayern Munih'in Arda için 11 milyon euro teklif edeceğinden bahsediyorlar.

T.P

Klinsmann Gitti Heynckes Geldi

"Klinsmann'ı kim kurtaracak?" demiştim dün. Gerek kalmadı. Bayern Münih kapının önüne koydu. Yerine takımın eski teknik direktörlerinden Jupp Heynckes geldi. 87-91 arası Bayern Munih'i çalıştırmıştı. Son olarak 2006-2007 sezonunda Monchengladbach'ın başındaydı. 7 mağlubiyete rağmen Bayern Munih hala liderin 3 puan gerisinde. Heynckes 63 yaşına gelmiş, vay ki vay....

26 Nisan 2009

Sevilla 2 - Real Madrid 4

Sevilla: Palop; Adriano, David Prieto, Escudé, Fernando Navarro; Jesús Navas, Duscher (Luis Fabiano, m.60), Romaric (Maresca, m.79), Perotti (Diego Capel, m.65); Renato y Kanouté.
Real Madrid: Casillas; Sergio Ramos, Cannavaro, Metzelder, Torres; Lass, Gago, Guti (Javi García, m.78), Marcelo; Raúl (Huntelaar, m.68) e Higuaín (Van der Vaart, m.85).
Gol: 1-0, M.16: Renato. 1-1, M.45: Raúl. 1-2, m.63: Raúl. 1-3, M.66: Raúl. 2-3, M.80: Diego Capel. 2-4, M.92: Marcelo.
El Clasico anketi sağ kolonda

Barcelona vs. Chelsea?

Klinsmann'ı Kim Kurtaracak?

Onlar da kurtaramadı...

Valencia 2 - Barcelona 2

Ne Santiago Bernabeu ne de Nou Camp. İspanya'da rakiple ve hakemle oynamasını bilen tribünler bu stadyumda. Mestella'nın ikinci katları Atlas Sineması'nın balkonu gibi. Gole adam gibi sevinmek lazım. O dik tribünler (seyirci sayısı:50 bin) sanki sahanın üzerine çöküyor. Saha hizasındaki karşı tribünde de maşallah Julio Iglesias'ın ilk albümünün çıktığı güne şahitlik etmiş amcalar, teyzeler var. Bu tribünde sanırım +60 yaşa özel indirim var. Son 3 buluşmanın Valencia için faturası 13 goldü. Sezonun ilk yarısında da fena ezilmişlerdi Nou Camp'da. Bu kez formdaydılar. La Liga'da rakibi olmayan Barcelona için test geçen hafta başlamıştı. Teorikte tabii. Korku tüneli dediğimiz Sevilla ile başlayan Valencia, Real Madrid ile devam eden büyükler haftası. Geçen hafta kötü bir Sevilla'yı çok rahat geçtiler. Valencia'nın hücum hattının zorlayacağı belliydi. Bu kadar teknik adamlar çok az takımda var Avrupa'da. Barça'nın oyununu bozan bire birde adam geçen, ikili mücadelede ayakta kalan, üçgenlerle top tutan takımlar. Guardiola artı bir ön libero ile temkinli başladı maça. Bir taşla oynarken çok adamı da yerinden etti. Henry kenarda, solda Iniesta, Xavi'nin arkasında Keita ve ardında Busquets. Messi'nin Eto'o yanına koymak Arjantinli'yi oyundan düşürdü. Valencia defansının içine gömülünce istediği boş alanları bulamadı. Geri çekildiğinde de oyun sıkıştı. Dengede giden oyunda yine yapacaklarını yaptılar. Ne zaman kale çizgisine kadar verkaçlarla gidip bir gol atacaklar acaba? Iniesta asisti yapmadan önce son bilek hareketiyle kaleci dahil 3 Valencia'lıyı tek ayak üzerinde bıraktı. Messi de atsın tabii boş kaleye. Böyle maçlarda "şimdi Valdes yapar bir hata" diye seyrediyor insan maçı. Bizi mi kıracak? Yine un çuvalı gibi çıktı kornere. Faul falan yok, bozan Puyol. Katalan kaleci sevdası bir kez daha yaktı Barça'yı. Ardından ikinci golde iki stoper Pablo'ya cennetin kapısını aradılar. İkisinin arasından yağ gibi kaydı adam. Son vuruşu yaparken vücudun aldığı açı tam derslik. Valencia için devrenin son beşinde arka arkaya gelen iki gol biraz da talihti. Sersemken yıktılar Barça'yı. İkinci yarıda Henry girip, Barça klasik düzenine dönene kadar Valencia bir gol daha bulmalıydı. 60'da Henry girince sete dönen oyunda çok bile dayandılar. Xavi ve Messi'nin standartın altındaki oyunları, Abidal'ın hücumdaki sıfır katkısı son 5 dakikaya kadar skoru Valencia'nın elinde bıraktı. Ortada bir gerçek var ki; skor ne olursa olsun hiçbir takım 5 dakikadan fazla Barça'yı sahasına kapatamıyor. Oyun içinde kroke duruma düşmüyorlar. Valencia'nın yediği golde de kaleci Cesar hatalı. Faul var diye numara yaptı ama alakası yok. Maçın hakkı mı olur? Oluyorsa eğer, beraberlikti zaten. Valencia'nın yaptığı faul sayısı 22. Haftaya Real Madrid'in en az bu kadar faul yapıp, işi sahadan sokağa çekeceğine eminim. Topla oynama %64 Barça. En son hangi takım %51 yapmıştı Barça karşısında? Barça'da kart sınırındaki Xavi ve Eto'o pek efendiydiler. Valencia kazansaydı, Sevilla'yı sollayacaktı. Sevilla'nın 3. sırayı kaptırmaması için Real Madrid'i devirmesi lazım. R.Madrid S.P'dan çıkarsa El Clasico öncesi puan farkı 4'e inecek. El Clasico'yu kazansalar bile ardından Valencia ve Villarreal deplasmanları var.
***
Valencia: César, Miguel (Moretti, m.77), Maduro, Albiol, Alexis, Marchena, Baraja (Michel, m.67), Pablo, Silva, Mata (Vicente, m.82) y Villa
Barcelona: Valdés, Dani Alves, Puyol, Piqué, Abidal, Busquets, Keita (Henry, m.63), Xavi (Gudjhonsen, m.76), Iniesta, Messi y Eto''o.
Goles: 0-1,m.24: Messi. 1-1,m.43: Maduro. 2-1,m.45: Pablo. 2-2, m.85: Henry