10 Ekim 2009

Tek Umut

Bu gece 01:00'de.. Arjantin-Peru/ NTV Spor naklen...

Game Is Over

Bunun acısı finallerin kuralarının çekildiği gün çıkar...
Yokum
Yoksun
Yokuz
Yoksunuz...

Huntelaar-Ribery-Villa-Akinfeev

Devre arasına çok var ama transferde spekülasyon bitmez. Huntelaar, Ajax'tan ayrılırken ah mı aldı nedir bu kez de Milan'da kapının önüne koymaya hazırlanıyorlar. Real Madrid'e geldi, ne olduğunu anlayamadan Milan'a gitti. Şimdi de Milan Adriano için çalışıyor. Amaç Inter'in eski yıldızını alıp ortalığı alevlendirmek. Luca Toni ve Pavlyuchenko da listede. Biri gelirse Hollandalı gidecek diyorlar. Beşiktaş ve Fenerbahçe için adı geçecektir, şimdiden not düşeyim. Manchester City devre arasında da transferde saldıracak. Ribery için 70 milyon euro diyorlarmış ki bence Almanlar, devre arasına kadar şampiyonluk yarışında fark büyürse lanet olsun deyip Fransızı satabilirler. Manchester United'da da Owen sakat, Berbatov tartışılıyor, David Villa yine gündemde. Bir de ilginç haber var. Geçen gün blogda tartıştığımız CSKA Moskova kalecisi Akinfeev'i Akex Ferguson istiyormuş Manchester United'a. Harika transfer olur. Robinho, Barcelona'ya geliyor haberleri de 2 gündür Katalan medyasında manşetlerde.

Yanılmak İstiyorum

İnsan inandığı, doğru bildiği şeyi yazar değil mi? Ben bu kez toptan yanılmak istiyorum ama. Aklımdan geçen bütün sonuçların ters düz olmasını istiyorum. Estonya-Bosna maçına 2 saat var. Bizim Belçika ile oynayacağımız maçın bir anlamı olacak mı, o 90 dakikanın sonunda göreceğiz. Eldeki tek umut, ilk maçta hezimete uğrayan ev sahibinin hesabı kapatma isteği diyeceğim ama buna da inanmıyorum. Bosna bu maçı kaybetmeyecek. Bizim de Emre ve Arda'sız Belçika'yı geçeceğimize dair ümidim yok. Üstelik o takımın başına Advocaat gelmişken. Çarşamba da İspanya, yedeğin yedeği kadroyla Bosna deplasmanına gider... Bu iş Bosna'yı deplasmanda yenemediğimiz gün değil, İstanbul'da Belçika'yı deviremediğimiz gün bitti. Çarşamba Ermenistan maçından sonra ümit ediyorum 2010 Haziran'ınında orada olamamanın faturası olarak teknik kadro toplu istifasını federasyona verir.

8 Ekim 2009

Hafta Sonu Futbol

10 Ekim Cumartesi
FIFA 20 Yaş Altı Dünya Kupası Çeyrek Final / TRT 3
19:00 Karşıyaka-Konyaspor / D Spor
19:00 Rusya-Almanya / Futbol Smart & ZDF
19:00 Estonya-Bosna Hersek / Fox
19:15 Ukrayna-İngiltere / TRT 1
21:45 Belçika-Türkiye / Fox
22:10 Flamengo-Sao Paulo / Spormax
11 Ekim Pazar
01:00 Arjantin-Peru / NTV Spor
15:00 Orduspor-Bucaspor / D Spor
23:00 Bolivya-Brezilya / NTV Spor

7 Ekim 2009

Badminton

Badminton yorumcusu olmaya karar verdim. Dersimi çalışmaya gidiyorum (!) Milli maçlar arasında herkes biraz kafa dinlesin bu çıldırmış futbol dünyamızda...

6 Ekim 2009

Dayıoğlu Gerrard

Je Kiffe Raymond

Fransa Futbol Federasyonu çok uzun zamandır arkasında. Domenech, 2010'a gidemezse 2012'ye gider. Ülkenin eski porno yıldızlarından Catherine Ringer, bu çekici abimize bir şarkı yazmış. Sözlerini bloga koyuyorum,ayrıca videoyu da izleyebilirsiniz. Ringer sonda der ki hücum et üzerime defans yaparsam şerefsizim:) Lizarazu şarkıyı dinlemiş ve güzel demiş: "Domenech, Estelle Denis 'e devamlı evlenme teklif ediyor ama cevap alamıyor. Hiç olmazsa artık bir alternatifi var."

« Qui ça ?
Ah lui...
Oui, je kiffe Raymond !
Pas mal ce mec.
Il m’fait de l’effet
Sacré beau mec, ce Domenech !
(...)
J’aime son image,
Sa stature de vieux crampon
J’aime son ramage,
Ouais je monte à l’action !
Ouais, vas-y Raymond, t’es classe !
Allez Raymond, t’es beau, t’es bon
(...)
S’il attaquait mes surfaces
Je serai sans défenseur... »

Blogger'da problem var. Emre, yorumların onaylanamadığını söyledi. Yorum yaptım, neden yayınlanmadı diyen arkadaşların bilgisine sunarım.

Serie A'da 7. Hafta Sonrası

Inter-Juventus maç programı Galatasaray-Fenerbahçe'ye benzedi bu hafta. Inter'in sonucu ertesi gece Juventus'a direkt etki etti. Geçen sezon da Udinese'yi San Siro'da son dakikada Cruz ile geçmişlerdi bu sezon da Sneijder çıktı sahneye. Sampdoria mağlubiyeti, ardından 6 maçtır Şampiyonlar Ligi'nde kazanamayan takımın Rubin Kazan deplasmanında aldığı beraberlik, Mourinho 2-1 galibiyete havalara uçtu. Eski takımına miras bıraktığı 4-3-3'ü Ancelotti, 4-4-2'ye çevirmişti Anelka ve Drogba ile. Bu sezon Mourinho da Inter de iki santrfor transferiyle bu dizilişe döndü. Sneijder gibi 10 oynayacak bir adam kucağına düşünce kaçırılmaz fırsattı bu elbette. Tek sorun kanatlardaki performans. Cruz ve Crespo gibi iki ihtiyarı yolladı ama Milito'nun bir ay sakat olduğu dönemde çok zorlanacak. Devreye Twente'den gelen Arnautovic girer mi? Şüpheliyim. Mourinho taktiği değiştirmek zorunda kalacak. Juventus ligde 10 maç sonra kaybetti. Ferrara'yı Zenga mağlup etti. Palermo'da üçlü defansı bu maç için dörtlüye çevirip iki forvetini Juventus beklerinin üzerine yolladı. Cavani ve Miccoli, kanatları tıkayınca Diego'nun ayağına kalan Juventus'u bir de Melo yakınca kolay kaybettiler Sicilya'da. 3 maçtır kazanamıyorlar, Del Piero'nun olmadığı takım yaratıcılıktan uzak. Napoli'de Donadoni yarın sabah uzun bir kahvaltı yapabilir. İtalyan milli takımından sonra Napoli'yi de bitirdi. Yerine Mazzarri gelecek. De Laurentiis başkanlığında aldıkları futbolcu sayısı 70'in üzerinde. Napoli bir elin parmakları kadar oyuncudan para kazananmamış. 25 kişilik kadro dışında onlar futbolcu ya kiralık ya da bonservis ortaklığıyla başka kulüplere gönderilmiş durumda...
Milan'ı sona bıraktım. İtalyan medyasının toptan atladığı bir haber var. Bu konuda sorular da aldım. Türkiye'de acar gazetecilerin Milan kulübünün içinde kaynakları olduğundan "Rijkaard Milan'a gidiyor" diye yazıyorlar. İtalyanlar uyuyor tabii... İşin gerçeğini geçen hafta yazdım. Van Basten ismi var gündemde ama onun da bu kadro ve bu havayla çok istekli olduğunu sanmıyorum. Leonardo'nun 7 maçta 9 puanlık performansı için bugün İtalya'da Terim döneminden beri en kötü sezon başlangıcı manşeti atıldı. Terim döneminde Milan, 3 galibiyet, 3 beraberlik bir mağlubiyet almış, 12 puan toplamıştı. Ardından Inter'e derbide 4 atmışlar, Atalanta deplasmanında 0-0 biten maçın ardından Torino'ya evinde 2-1 mağlup olmuşlardı ve Milan, Terim ile yolları ayırmıştı. Gittiğinde 10. haftaydı ve topladığı puan 15 idi. Udinese'de Di Natale 7 maçta 9 golle gol krallığında lider. İkinci sırada 6 golle bu hafta Donadoni'nin ipini çeken Roma kaptanı Francesco Totti var...

Henry Emirates'de

Bu akşam Lig TV'de Arsenal-Blackburn maçının görüntüleri sonrasında Mehmet Özkan çok güzel bir ayrıntıya dikkat çekti. Henry sakat, hafta sonunda Londra'ya gelmiş, Emirates'de eski takımının maçını izliyor. Fabregas'ın kaptanlık pazubandına rağmen hala Arsenal'e kendini ait hissetmediği eleştirilerinin olduğu günlerde tribünler eski kaptanlarını kucaklıyorlar. Bunu becerebilenler büyük futbolcu, efsane işte. Bir zamanlar sırtında senin adını taşıyan formaları giyen taraftarlara yıllar sonra kendini alkışlatabiliyor musun? Ayrıldıktan sonra eski kulübüne saygını koruyor musun yoksa ihtirasların uğruna o karşılıksız sevgiye ihanet ediyor musun? Futbol tarihi sadece istatistiklerle yazılmıyor. Bilmeyene anlamayana da zaman bunu öğretiyor.

5 Ekim 2009

Drogba vs Torres?

39 Metreden Kafayla Gol

Boca Juniors dün gece Velez'i 3-2 yendi sahasında. Bir gol de tarihe geçti. Arjantinliler dünya rekoru diyor. Ceza sahası yayı ve hizasından kafayla atılan golleri görmüşsünüdür. Bu daha fazlası. Kalecinin uzaklaştırdığı topa Martin Palermo, 38.9 metreden kafayla vuruyor ve galibiyet golü. Bir maçta 3 penaltı kaçırabilen bir adam yapabilirdi ancak...

4 Ekim 2009

The Damned United

En sonunda dün gece izleyebildim. The Damned United, Brian Clough'un Leeds United'da kısa süren teknik adamlık kariyeri ve öncesini anlatan ve tribün ağırlıklı senaryolara boğulmuş futbol filmlerinden ayrılan 97 dakikalık bir şölen. Clough'un kariyerinin senaryo ile birebir örtüşüğü söyleyemem. Detaylı bir Clough biyografisi okumadıysanız, filmi izledikten sonra en kısa yoldan wikipedia'dan farklılıkları görebilirsiniz. Clough'u oynayan Michael Shenn harika ama ben en çok Don Revie'yi oynayan Colm Meaney'i beğendim. Adam döktürüyor. Mourinho ile Brian Clough arasında benzer noktalar bulacağınıza eminim. İkisine de yan taparsınız ya da ölesiye nefret ederseniz karakterler. İngiliz Milli Takım teknik direktörü Don Revie ve Brian Clough'un katıldığı canlı yayın sahnelerini gerçekçi bulmadım açıkçası. Bu da Lippi ile Mourinho'nun son dönemdeki atışmalarını hatırlatıyor. Uzatmayayım, futbolu seven bu filmde çok şey bulacak. Sonunu bildiğiniz bir senaryo ama "Neden bitti ki" diyorsunuz...