5 Aralık 2009

Ne Marchisio Ama!

Kanal kanal dolaşınca malum insan izlediği maçtan bir şey anlamıyor. Öyle oyun analiz falan mümkün değil. Yine sıkı akşamdı. Fenerbahçe'nin durumu uzun bir analizdir. Aragones ile tarihinin en kötü lig başlangıcını yapan takımla, Daum'un lige 8 galibiyetle başlangıç yapan takımı neredeyse devre arasına eşit puanla girecek! Eskişehir tribünleri ve bandonun performansına hayran kaldım. Milan otomatik pilota aldı gidiyor. Sampdoria'yı da üçleyip yolladılar evine. İtalya derbisi güzel başladı. Juventus'un golünden sonra Mourinho'yu tribüne yolladılar. Eto'o hemen arkasından cevap verdi. Juventus'a 2.yarıda galibiyeti getiren Marchisio'nun golü muhteşem. Son adamdan sıyrılış ve topun altına girişi nefis. Inter bu deplasmandan da 3 puanla çıksaydı Juventus bu sezon için kepenk indirebilirdi. Mancini'nin tahmin de yalan oldu.
Atletico Madrid en sonunda dirildi ve iki hafa üsüste kazanmayı başardılar, onlar çıkışa geçerken, Sevilla durdu ki bu da zirveyi iki takıma bırakacak. Real Madrid 1-0 önde girdiği ikinci yarının başında taklacı Hugo Sanchez'in takımı 2-1 öne geçti. Maç öyle bitse Pellegrini taklayı atar giderdi vallahi. Sonrası Real Madrid klasiği, 1-2'den son 20'de maçı 4-2'ye getirdiler. Cristiano Ronaldo başroldeydi ama saçmasapan iki sarı kartla oyun iki fark olmuşken kırmızıyı görüp herşeyi batırdı. Real Madrid haftaya Valencia deplasmanına gidiyor. Maçtan sonra Hugo Sanchez, "hedefim Real Madrid teknik direktörlüğü" dedi. 1-2'den 4-2 maç verirsen dersin tabii(!) La Coruna-Barcelona ilk yarı 1-1. İkinci yarı, (ligin en iyilerinden birini deplasmanda eze eze yendiler (1-3) , "Messi geri döndü maçıdır" bu) ardından Dexter S4E4/5.

İyi Alıştın Sen!

Bu görüntü artık Koeman klasiği oldu.
Odayı topla, koy bagaja...

Juventus vs. Inter

Akşam İtalya derbisi var. Juventus-Inter. Dün La Gazzetta dello Sport, Mancini'nin ağzından "Inter kazanır" manşetiyle çıkmıştı. Altında da 5-2 yazıyor. Gazete sattırmak için provakatif bir başlık. Skoru gören Juventus'lu küfürü basmıştır. Lakin 5-2 skor tahmini değil. İspanya ve İtalya'da büyük maçlar öncesi yapılan; gazetelerin "mevkilerinde kim ağır basıyor?" anketinin sonucu... Mancini de 11'leri değerlendirmiş. Buffon-Cesar, Chiellini-Samuel, Grosso-Chivu ve Sissoko-Cambiasso arasında eşitlik bozulmamış. Juventus'un önde olduğu mevkiler: Camoranesi-Muntari, Diego-Stankovic eşleşmelerinde. Inter ise Zanetti-Cacares, Lucio-Cannavaro, Motta-Poulsen, Milito-Amauri ve Eto'o-Del Piero kantara çıktığında ağır basan taraf olmuş. Maç 21:45'te. NTV Spor naklen veriyor.
Muhtemel Onbirler
Juventus (4-1-3-2): 1 Buffon, 2 Caceres, 5 F. Cannavaro, 3 Chiellini, 6 Grosso, 4 Melo, 22 Sissoko, 19 Marchisio, 28 Diego, 10 Del Piero, 11 Amauri. (13 Manninger, 33 Legrottaglie, 29 De Ceglie, 18 Poulsen, 16 Camoranesi, 20 Giovinco, 17 Trezeguet). All: Ferrara.
Inter (4-3-1-2): 12 Julio Cesar, 4 J. Zanetti, 6 Lucio, 25 Samuel, 26 Chivu, 11 Muntari, 19 Cambiasso, 8 Thiago Motta, 5 Stankovic, 9 Etòo, 22 Milito. (1 Toldo, 2 Cordoba, 23 Materazzi, 14 Vieira, 15 Khrin, 30 Mancini, 45 Balotelli). All.: Mourinho.

Raul ve Evlatları

Attığı gollerden sonra yüzüğünü öpen adam o. Dört oğlu var. Bu hızla gitseydi Real Madrid alt yapısına bir onbir hediye edebilirdi. Jorge 9 yaşında. Adını, Raul'a A takıma çıkartan Jorge Valdano'dan aldı. Hugo 7 yaşında. Taklacı Hugo Sanchez'den emanet adı. 3 ve 4 numaralar ikiz. 4 yaşındalar. Hector ve Mateo. Yine futbol sevdası devreye girmiş çocuklara isim seçerken. Hector Rial, 50'lerin Real Madrid'inde efsane Arjantinli golcü. Mateo da Lothar Maathaus'a olan hayranlığından. Raul dün baba oldu. En sonunda kızı yakaladılar: Maria. İlla ki Maria tercihinin de bir hikayesi vardır...

Gattuso vs. Galliani

"Benim adım Gattuso. Ben oynamak için birinin sakatlanmasını bekleyecek adam değilim. Gidiyorum." /Rino Gattuso
"Milan, otel değildir. Kafasına esen, sabah check-out yapıp burayı terkedemez. Rino kalacak." Adriano Galliani/Milan Başkanı

4 Aralık 2009

2010'da Gruplardan Kim Çıkar?

Ölüm grubu sıfatı tartışmasız G grubuna gider. Brezilya, Portekiz, Fildişi Sahili ve Kuzey Kore. Arjantin, 94 ABD nostaljisi yaşayacak, Maradona'nın bittiği finallerdi. Almanya'nın grubu da sert. Avrupa'dan en iyi kurayı çeken kendi kıtasından takım çekmeyen Fransa oldu. Capello'nun İngiltere'si de bol şekerli bir kura çekmiş. Gruplardan ilk 2 kim çıkar tahminlerini geldi sıra. Buyrun top sizde. Son 16'yı firesiz ilk tahmin edene yemek ısmarlarım...

Hafta Sonu Futbol

4 Aralık Cuma
19:00 2010 Dünya Kupası Kura Çekimi /TRT 3
20:00 Beşiktaş-Diyarbakırspor / Lig TV
21:30 Bayern Münih-M'Gladbach / TRT 3
21:45 AZ Alkmaar-Vitesse / Euro Futbol
5 Aralık Cumartesi
16:30 Hamburg-Hoffenheim / TRT 3
17:00 Arsenal-Stoke / Spormax
19:00 Milan AC-Sampdoria / NTV Spor
19:30 Man City-Chelsea / Spormax
20:00 Nice-Marseille / Kanal A
20:00 Eskişehirspor-Fenerbahçe / Lig TV
21:00 Real Madrid-Almeria / NTV
22:00 Bordeaux-PSG / Kanal A
23:00 Deportivo-Barcelona / NTV-NTV Spor
6 Aralık Pazar
13:30 Konyaspor-Samsunspor / D Spor
13:30 Kayserispor / Bursaspor / Lig TV
13:30 Utrecht-Ajax / Euro Futbol
16:00 Trabzonspor-Ankaragücü / Lig TV
16:30 Köln-W.Bremen / TRT 3
18:00 Everton-Tottenham / Spormax
18:00 Auxerre-Nancy / Kanal A
19:30 Schalke 04-Hertha Berlin / TRT 3
20:00 Galatasaray-İstanbul BŞB / Lig TV
21:00 Flamengo-Gremio / Spormax
21:45 Roma-Lazio / NTV Spor
22:00 Lille-Lyon / Kanal A

Meşin Yuvarlak #2

Teamgeist/2006 Almanya
Fevernova/2002 Güney Kore&JaponyaTricolore/1998 Fransa

3 Aralık 2009

Guti ve Real Madrid'de 25 Yıl

İnsan hayatında 25 yıl; bir yerin eskisi olmak için ziyadesiyle yeterli bir süre... Bir mahalle, bir semt, bir kulüp… O da 25. yılı geride bıraktı Real Madrid’de. Raul ile ona geçen sezon “Dükkan sizin” diyorlardı. "Sözleşmenin bitiş tarihi ne demek! Buyrun ömür boyu sözleşme" dediler. Bir yılda köprünün altında çok sular aktı. Bugün “Gidiyorum” derse kimse itiraz etmeyecek. Yönetim “Gönderiyoruz” dese -ki diyorlar- taraftar tepki vermeyecek. Forma numarası belki de kaderidir:14. Real Madrid’de A takımı çıktığı 1995 yılından bugüne kadar geçen sezon sayısı...
Son 15 yılda Real Madrid’e gelen ve tutunamayıp giden yıldızların kuyusunu kazan İspanyol çetesinin elebaşlarından biri olarak tanıtıldı. Ağalar: Hierro, Morientes, Raul ve Guti. İlk ikisinin ipini birinci Perez döneminde çektiler. Üç Fernando vakasında (Hierro, Morientes) bir giden de Fernando Redondo’duydu. Ne Seedorf kalabildi, ne Arjantinli; ne de son dönemde orta sahaya gelen Hollandalılar. Herkes yolcuydu, Guti hancı...Devir değişti. Florentino Perez’in 2. Galacticos projesinde ikisini de yiyeceği kesin. İlk kafası kopartılacak adam da Guti. Raul’u da ya beklenenden önce bir jübileye zorlayacaklar, ya da bir bayrak adam daha kulübünde tulum çıkartamadan bir başka ligin yolunu tutacak. Hakkını vermek lazım, huysuzdur, gamsızdır, çoğu zaman disiplinsizdir, hırçındır ama büyük topçudur Guti. Capello ve Schuster ile gelen iki şampiyonlukta payı büyüktür. (3-2’lik Sevilla maçını tek başına almıştı.)
Özel hayatı Katolik bir ülkede skandal kabul edilecek ilişkilerle doludur. İspanya’da magazin medyasının 15 yıldır ekmeğini yediği bir figürdür. İstatistikleri ise onun herşeye rağmen büyük profesyonel olduğunu gösteriyor. 95-96’da 9 maçla başladığı A takım kariyerinde 97-98 ve geçen sezon hariç 12 yıl boyunca hiç 30 maçın altına düşmedi. Rekor sezonu 2002-2003 sezonunda, 52 maç. Son iki şampiyonlukta sırasıyla 38 ve 45 maçta forma giydi. Şampiyonlar Ligi’ni son kez kazandıklarınde ise 48 maçı var. Ligde 367 maçta 46 gol, Şampiyonlar Ligi’nde 98 maçta 16 gol, Kral Kupası’nda 41 maçta 13 gol...Toplam 522 maçta 77 gol. Takım içindeki otoritesinin yok olduğunun göstergesi, teknik direktör Pellegrini ile yaşadığı tartışmadır. Şilili teknik adamı Raul ile birlikte yiyemediler. Onların buraya gelmesinde büyük pay sahibi olan Valdano bu kez onlara arka çıkmadı! 9 yaşında girdiği kulübün kapısından 34 yaşında çıkacak şimdi… İlk karedeki tahttan, son karedeki sade vatandaşa...

Meşin Yuvarlak #1

Etrusco/1990 İtalyaAzteca/1986 MeksikaTango/1978 Arjantin
Telstar/ Meksika

Laporta Dağıtırken

Ezeli rekabet böyle birşey... Senede iki gün, 180 dakika sürmüyor. 365 gün savaş var. Bizim ezeli rekabetlerimizden ayrılan noktası da bu. Medyaları da farklı. Taraflar, objektif kalmak gibi bir kaygıları, zorunlulukları yok. Barcelona maçı kazandıktan sonra doğal olarak Başkan Laporta dağıtıyor. Madrid'de gazete yapanlar için bu fotoğraflar altın değerinde. Bağımsızlığı peşinde koşturan Katalanlar bir gün bunu başarırsa o koltuğu en büyük adayı Laporta. "Bu türden kareler siyasi kariyeri yaralar" hesabı da yok adamın. Madrid'in bakışı: Katalanlar'ın babası Fransız şampanyasıyla yıkanıyor. Habercilik detay işidir. Şampanyanın raf fiyatını ve diskodaki fiyatını da yazmışlar. İnsaflı adamlarmış; gece kulübünde 100 euroya Fransız şampanyası. Bizim buralarda koklatmazlar bile o paraya...

İflas

Real Madrid, El Clasico'yu kaybederken iflas ettiği an, maçın sonunda Lass'ın Xavi'ye dalıp ikinci sarıdan atıldığı dakikaydı. Fransız "Ne yapsak olmuyor arkadaş" deyip çakıp saha dışına erken gitti. Lass'ın kırmızısı öncesi pas trafiğini Marca grafiğe dökmüş. Korneri atan Xavi'nin Messi ile paslaştıktan slalomuna dikkat. Top bu arada tekrar Messi'de. Raul kovalıyor. Iniesta devreye giriyor. Sinirler geriliyor. Xavi'nin boş koşusuna takip eden Lass, 12 pas sonra 5 kez boşa çıkan Xavi'yi topla buluştuğunda indiriyor yere.

2 Aralık 2009

2010 Dünya Kupası'nda
Ölüm Grubu

Geçen hafta tereddütler vardı torbalar hakkında. Bu kez kesin listeler bunlar. Fransa 4. torbada! 2010 Dünya Kupası finallerinin kura çekimi Cuma günü. Maradona cezalı olduğundan dolayı FIFA kura çekimine gelme demiş. Tufan forması giysin gitsin (!) Evsahibi hariç torba birden her ülkenin; Fransa ya da Portekiz'i çektiği bir grup ölüm grubu olarak görülebilir. Siz de en yakışıklı ölüm grubunuzu belirleyin: Benim ölüm grubum: İspanya, ABD, Fildişi Sahili, Portekiz.

Mütevazi Başkan

"El Presidente del Sevilla es la segunda persona más importante del mundo, después del Papa" José Maria del Nido. Presidente del Sevilla
"Sevilla Başkanı, Papa'dan sonra dünyanın en önemli ikinci adamıdır." Jose Maria Del Nido/ Sevilla Başkanı

-Babacım yavaş gel de; saçın başın dağılmasın (!)

Anelka'dan Benzema'ya

Anelka'nın 10 yıl önce Real Madrid'de oynarken çekilmiş meşhur bir fotoğrafı vardır. Bir sezonu anlatır aslında. Bir kuş kafesinin önünde tek başına duran Anelka. Fransızın Madrid'deki yalnızlığını anlatır. Raul, Morientes'li kadroda hep öteki olan ve sezon sonunda ayrılan Anelka. 10 yıl sonra bir başka Fransız 21 yaşında aynı kulübün kapısından girdi. Sezona iyi başladığı söylenemez. El Clasico'da da banko onbirde olduğunu düşünürken kulübede başladı ve takımla birlikte maçtan sonra Barselona'dan Madrid'e döndüklerinde evine dönerken kullandığı araba bu hale geldi. Real Madrid'de futbolculara sponsorun verdiği Audi Q7. Bizim burada Kazım'ın kazasından 15 saat sonra Madrid'de bir kaza. Geçen sezon devre arasında gelip yarım sezon kalan ve Milan'ın yolunu tutan Huntelaar için bu akıllarına gelmemiş. Galiba Anelka için de düşünmemişlerdi ama onun için profesyonel yardım almaya karar vermişler. İspanyolca öğretecek bir hoca tutuyorlar ve Raul'un oturduğu evin yakınında bir ev tutuyorlar Benzema'ya.

Fotoğrafın Hikayesi Nedir?

Futbol tarihinde önemli bir andır. Bu fotoğrafın hikayesini; yer, tarih, maç, dakika detaylarıyla ilk anlatana bir futbol kitabı göndermek istiyorum. Buyrun hafıza da klavye de sizde...
***
Ayrıntılı hikaye kısa sürede geldi. Murat Ali'den.
"19 Kasım 2005 Barnebau Ronaldinho'nun 2. Barcelona'nın 3.golunden sonra madrid taraftari Barça yı ve Ronaldinho yu alkışlıyor dakika da 78"

1 Aralık 2009

Beş Büyük Ligde Gol Krallığı

Avrupa'nın 5 büyük liginin ilk devrelerinde son düzlüğe girilirken, gol krallığı yarışına bir bakalım. Leverkusen'den Kiesling önde gidiyor. Tottenham'dan Defoe'nun 11 golü var ki sadece Wigan'ı 5 kez bombaladı. İtalya ve İspanya'da ise David Villa ve Di Natale'nin ilk sıradalar.
LA LİGA
10 villa d. (valencia),
8 ibrahimovic z. (barcellona),
7 luis fabiano c. (siviglia), messi l. (barcellona), soldado r. (getafe),
6 aguero s. (atl. madrid), diego costa d. (valladolid), keita s. (barcellona), pandiani w. (osasuna),
5 aduritz a. (maiorca), forlan d. (atl. madrid), higuain g. (real madrid), ronaldo c. (real madrid),
4 aguilar a. (saragozza), borja valero i. (maiorca), de la cuevas m. (sp. gijon), mata j. (valencia), nauzet a. (valladolid), pablo hernandez d. (valencia),
PREMIER LEAGUE
11 defoe j. (tottenham), drogba d. (chelsea),
10 rooney w. (man united), torres f. (liverpool),
9 bent d. (sunderland),
8 saha l. (everton),
7 agbonlahor g. (aston villa), cole c. (west ham), van persie r. (arsenal),
6 fabregas f. (arsenal), keane r. (tottenham), rodallega h. (wigan)
SERİE A
10 Di Natale Udinese
9 Totti Roma
9 Milito Inter
8 Pazzini Sampdoria
7 Hamsik Napoli
6 Trezeguet Juve
BUNDESLİGA 1
12
kiessling s. (b.leverkusen),
6 bunjaku a. (norimberga), dzeko e. (vfl wolfsburg), ibisevic v. (hoffenheim), ivanschitz a. (mainz), kuranyi k. (schalke), misimovic z. (vfl wolfsburg), ozil m. (werder brema), pizarro c. (werder brema),
5 barrios l. (bo. dortmund), derdiyok e. (b.leverkusen), farfan j. (schalke), gomez m. (bayern monaco), hoogland t. (mainz), hunt a. (werder brema), martins o. (vfl wolfsburg), obasi c. (hoffenheim), stajner j. (hannover), ze' roberto j. (amburgo),
4 ba d. (hoffenheim), bance a. (mainz), grafite e. (vfl wolfsburg), guerrero j. (amburgo), idrissou m. (freiburg), klimowicz d. (vfl bochum), konan d. (hannover), meier a. (eintracht), muller t. (bayern monaco), rolfes s. (b.leverkusen)
LİGUE 1
9 nene' a. (monaco),
8 gyan a. (rennes),
7 gameiro k. (lorient), remy l. (nizza),
6 frau p. (lilla), hadji y. (nancy), niang m. (marsiglia), sissoko m. (tolosa), vahirua m. (lorient),
5 brandao e. (marsiglia), gervinho k. (lilla), gomis b. (lione), ljuboja d. (grenoble), lopez l. (lione), montano v. (montpellier), samassa m. (valenciennes)

İrlanda Evinde Kal

Play-off eşleşmeleri belli olduğunda bloga not düşmüştüm. Gönlümden geçen İrlanda'nın 2010 finallerine gitmeseydi. Olmadı, zor olacağını biliyorduk ama böyle olacağını da tahmin edemezdik elbette. Henry'nin üstüne tüm dünya medyası gelirken Fransızların kendi futbolcularına sahip çıkmadığını da belirtmek lazım. Zamanında Maradona kahraman ilan edilirken, Arjantin adamın üstüne titriyordu. Tabii bu kampanyada Fransa ile sevişmeyen İspanya ve kendi vatandaşları Trapattoni'nin İrlanda'nın başında olmasından dolayı İtalyanlar da sıkı çalıştılar. Sonuçta İrlanda "33. takım olalım" önerisiyle geldi ki; ilk duyduğumda hadi canım oradan dedim. Saçmaydı çünkü. Her hakem hatasından sonra kulüpler ve milli takımlar kurula gitsinler. Hatta Arjantin 86'da kazandığı kupayı geri versin. Olacak gibi değildi. Olmadı da... FIFA yarın kurulda usulen görüşecek ama çıkan karar bugünden belli. İrlanda'ya üzgünüz ama televizyon başındasınız dediler. Henry'nin elinden önce tartışılması gereken play-off'taki seri başı uygulamasıydı. Bu kadar önemli iki 90 dakikada hakem hatalarını minumuma indirmek için -ki azalıyor mu o da şüpheli- Avrupa Ligi'ndeki gibi 5 hakemle de oynatabilirlerdi. Fransızların Dünya Kupası'nda ilk turda elenmesini dört gözle bekleyecek milyar insan var dünyada. O da onların talihsizliği. Ya da Domenech'in kaderi...

Naklen Yayınlar

1 Aralık Salı
22:00 Man United-Tottenham / Kanal A (Carling Cup Çeyrek Final)
2 Aralık Çarşamba
20:00 Twente-Fenerbahçe / Euro Futbol
20:00 Sheriff-Steaua Bukreş / Futbol Smart
21:45 Man City-Arsenal / Kanal A (Carling Cup Çeyrek Final)
22:05 Valencia-Lille / Futbol Smart
23:00 Xerez-Barcelona /NTV
3 Aralık Perşembe
20:00 PSV-Sparta Prag / Futbol Smart
22:05 Galatasaray-Panathinaikos / Star TV
22:05 D.Bukreş-S.Graz / Futbol Smart

Bahaneler

Santiago Bernabeu'daki 2-6'dan sonra 1-0 mağlubiyet önemli bir aşama elbette Real Madrid için. Yenilginin faturasını ise verilmeyen penaltıya ve futbolculara tutulan lazere bağlamak ise gerçekten çok komik. Kestirmeden ağlak diyebiliriz bu manşetlere. Pique'nin Cristiano Ronaldo'ya hareketi penaltı değildi. Yüze tutulan lazerin sağlığı tehdit etme meselesine gelince biraz abartmışlar galiba. Tribünden o mesafeden gelen lazer retinayı tehdit eder mi? Madrid'de bu laserin profesyonel işi olduğunu söylüyorlar. Bir not da Ronaldo'nun oyundan alınmasıyla alakalı. Doktoru 60. dakikadan sonra ben kefil değilim, oynamaya devam ederse sorumluluk sizin diye bombayı Pellegrini'nin kucağına koymuş. Şilili de mecburen oyundan almış... Barcelona, Kral Kupası'nda Sevilla ile eşleşti. Ekstradan iki büyük maç...

Not: Yorum bölümünde bu lazer hakkında önemli bilgi var. Evet zararlıymış...

Galatasaray vs. Panathinaikos ?

Oltadaki Balıklar

El Clasico'nun ertesi günü, dün, sinema salonunda yaşanan bir vukuat ve Casillas'a gösterilen 2-6'lık maçın DVD'si...

Aldınız, kopyaladınız ve gazetenizde sayfalarınıza koydunuz. Bunu daha önce de yapıyordunuz. Bu kez bir olta attım ve siz avlandınız.

Futbol bloglarından alıntı yapan kimi gazetecilerin neden haberlere kendi imzalarını attığını bugüne kadar anlayabilmiş değilim. Futbol blogları birbirlerinden fotoğraf alır, bilgi alışverişi olur da; siz benim meslektaşlarım, nasıl başkasının emeğini alıp kopyalayıp yapıştırırsınız?
Bugüne kadar bu ve birçok blogdan aldığınız fikirleri, köşe yazınız gibi yayınladınız, haber yazdınız, grafikleri kullandınız. El Clasico haftasında da blogu iyi gözlediniz. Yeri geldiğinde, farkettiğimde tepki verdim. Şimdi yine veriyorum. Öncelikle bu blogun okurlarından, futbolseverlerden özür diliyorum. Onları da sadece bir kereliğine yanılttım ancak asparagas haberin özellikle magazin olmasına dikkat ettim. Ne bir sakatlık haberi; ne de maç detayı olmamalıydı.

El Clasico'nun ardından İspanyol medyasında sinema salonlarında böyle bir olay yaşandığına dair haber yok. Dün, sabah kahvesini içerken; "Ya olsaydı!" diye futbol sohbetine kattım, gerisi geldi. Barselona'da "Kinepolis" diye sinema kompleksi var mı, bilmiyorum ama Madrid'de var. Zaten As gazetesinde geçen haberden aldım sinema salonunun ismini. Detay önemlidir değil mi? Barselona'da herhangi iki Real Madrid'li de kaçan gole dört duvar bir yerde tepki verecek kadar çılgın değildir zaten! Haberin Casillas tarafı ise doğru! Barcelona taraftarı, Real Madrid otelden çıkarken elindeki 2-6'lık maçın DVD'sini futbolculara gösteriyor ama imzaya dair bir bilgi yok!

Bu açıklamanın muhatapları kendilerini çok iyi biliyor ve bu satırları okuduklarında bugün gazetelerine yazdıkları haberlere bakıp yüzleri kızardıysa benim için konu kapanmıştır...
Şimdi gerçekleri yazmaya devam edebiliriz.

Ballon d'Or France Football 2009

Kim alacaktı ki başka? Heyecanlı bir oylama değildi. Bu ödül, bireysel yetenek kadar takıma katkı ve kulübün kazandığı kupalarla da belirleniyor. Messi de geçen sezon ne var ne yoksa kazanıp sonuna kadar haketti. Barcelona da ilk 5'e dört adamını soktu...
1. Lionel Messi (Argentine, FC Barcelone) : 473 points
2. Cristiano Ronaldo (Portugal, Manchester United
Real Madrid) : 233 pts
3. Xavi (Espagne, FC Barcelone) : 170 pts
4. Andrès Iniesta (Espagnol, FC Barcelone) : 149 pts
5. Samuel Eto'o (Cameroun, FC Barcelone puis Inter Milan) : 75 pts
6. Kaka (Brésil, Milan AC puis Real Madrid) : 58 pts
7. Zlatan Ibrahimovic (Suède, Inter Milan puis FC Barcelone) : 50 pts
8. Wayne Rooney (Angleterre, Manchester United): 35 pts
9. Didier Drogba (Côte d'Ivoire, Chelsea): 33 pts
10. Steven Gerrard (Angleterre, Liverpool) : 32 pts
11. Fernando Torres (Espagne, Liverpool): 22 pts
12. Cesc Fabregas (Espagne, Arsenal) : 13 pts
13. Edin Dzeko (Bosnie, Wolfsburg) : 12 pts
14. Ryan Giggs (Pays de Galles, Manchester United) : 11 pts
15. Thierry Henry (France, FC Barcelone) : 9 pts

30 Kasım 2009

San Siro'da 2. Kat

Dün San Siro'daki kazayı fotoğraflayabilmek mümkün değil tabii. Stad kameralarından bir görüntü var mıdır bilmiyorum. Inter'in 85'te Diego Milito ile 1-0 öne geçtiği anda golün sevincini yaşayan bir taraftar tribünlerin ikinci katında setten aşağı çakılmış. Durumu ağır, üzerine düştüğü taraftar da yaralı. San Siro bu konuda sabıkalı stad, ben son yıllarda benzer iki kaza daha hatırlıyorum. Elbette San Siro ikinci kat deyince hep akıllara Atalanta taraftarından gasp edilen motorsiklet geliyor.
Serie A'da bu hafta Juventus-Inter maçı var ama Juventus'un hafta sonunda kaybetmesiyle İtalya derbisinin içi boşaldı. Milan'ın da o rezil sezon başlangıcı sonrasında ikinciliği oturması ayrı bir hikayedir. Dün maç 0-0 iken 2 golü +48 ve+50'de atan Huntelaar da direkten döndü.

Avrupa Ligi?


Sinema Salonunda Gol Kaçınca

El Clasico'yu sinema salonlarında 16 bin kişi izlemiş. Fotoğraf vukuatın çıktığı salondan değil ama olay şudur: Barselona'da Kinepolis'de Cristiano Ronaldo'nun ilk yarıda kaçırdığı golden sonra onca Katalan'ın arasında maç seyreden iki Real Madrid taraftarı ayağa fırlayıp "Kaçar mı bu?" yapınca salon karışmış. Kafalarına patlamış mısır ve kola yemişler ve salonu terketmek zorunda kalmışlar. Bir vukuat da Real Madrid maça giderken, otel lobisinde taraftarlar imza alıyor futbolculardan, bir taraftar Casillas'a bir DVD uzatıyor imzalaması için. Geçen sezon 2-6 biten El Clasico'nun DVD'si!...

29 Kasım 2009

Barcelona 1 - Real Madrid 0

Geçen sene bu sahada ne olduysa yine aynısı oldu. Bir gol eksiğiyle. Real Madrid taraftarı o günden beri Drenthe’yi affetmiyor. Maç 0-0 iken karşı karşıya kaçırmıştı, bu gece Cristiano Ronaldo’nun yine karşı karşıya kaçırdığı kaleye. Barcelona sonra affetmemiş, Cannavaro’nun direğe yazıldığı El Clasico’yu 2-0 kazanmıştı. Bu gece de Real Madrid Camp Nou’dan puan çıkaramadıysa bunun sebebi biraz Ronaldo, biraz Higuain, biraz Benzema ve elbette ki çokça Puyol.İki tarafın da medyası ya çok kötü yanıldı; ya da kulüplerle birlikte hareket ettiler son 48 saatte. Madrid tarafında Benzema manşetlerdeydi, Barselona’da ise İbrahimovic. İkisi de yedek başladı. Guardiola kadrosundaki tüm futbolcuları maç kadrosuna alıp, son dakikaya kadar Busquets sürprizini sakladı. Real Madrid’in hücum gücünden çekindiği ortada ki sezonun en pahalı transferini -sakatlıktan çıkmış ve kondisyonu zayıf bahanesiyle de olsa- kenarda oturttu. Katalanların Henry’nin geçen sezon yokluğunda Iniesta’yı ileri üçlüde kullanmışlığı çoktur ama Henry, bir Eto’o olamadı elbette. Ne onun kadar güçlü; ne onun kadar Katalan(!); ne de onun kadar Real Madrid nefreti var içinde... Bu yüzden biraz silik başladılar ilk çeyrekte. Real Madrid'in Los Galacticos 2 projesinin birincisine göre yere daha sağlam bastığı ortada. En azından orta göbekteki Lass ve Alonso ikilisiyle ilk yarı iyi kafa tuttular Barcelona'ya. Maç sonunda topa sahip olmada Barcelona'yı %57'ye kadar çekmiş olmalarında Busquets'in erken kırmızısının da payı var elbette; lakin bu stada gelen Inter dahil birçok takım gibi hiç olmazsa topu görmeden soyunma odasına gitmediler. Kaka'nın maç boyunca illa bir tane attıracağım ısrarının birincisinde Ronaldo'nun dışarı vurduğu top, "Drenthe vakası 2" işte. Portekizlinin hazır olmadığı ortada ama buna rağmen 2 topta rakibin yanından uzamasını bildi. Antipatikliği klasik artık. Iniesta'dan sus ayarı (Iniesta'ya "Kendini yere atma" deyince, Iniesta "Kapa çeneni. Bunu söyleyecek son adam sensin" cevabını alıyor.) ve yediği beşliğin üzerine oyundan erken alındı. Barça 10 kişiyken; ne kadar kötü oynarsa oynasın Ronaldo'yu oyundan alan Pellegrini'ye medya kafadan dalacaktır elbette. Son 20'deki performansını bir kenara koyalım; -ki artık o dakikalarda 10 kişilik takımında taşın altına elini sokması gerekiyordu- Messi özellikle ilk yarıda sahada yoktu. Barça'nın olmazsa olmazı artık Messi değil Iniesta'dır, Xavi'dir. İkinci yarının ilk çeyreğinde kedi-fare gibi oynadılar. O dakikalarda 1-0 mağlup Real Madrid'in maçı kazanması için "Kim gelsin dünyanın tüm takımlarından?" desek ve bu soruyu geçen sezon sorsak; "Ronaldo ve Kaka" der galiba çoğunluk... İşte bu iki adam da beyazları giymişken; Barcelona'nun oyunu getirdiği nokta "Kalk gidelim ağabey,olmuyor" dur. Henry'i çıkartıp, İbra'yı oyuna almak Guardiola'nın sahaya sürdüğü onbir için de şüphe bırakmıyor açıkçası. Galiba Rijkaard aramış ve üç ön libero oyna demiş(!)


Real Madrid savunması golde pis uyudu. Ramos'un kanadından yarıldılar ve Ibra gibi bir adam bunları affetmezdi, affetmedi de... Barça'da en zayıf halka Busquets'in gereksiz ötesi ikinci sarı ve kırmızısı sonrasında Pellegrini üzerindeki baskılar nedeniyle yine Raul kartını oynadı ki kenarda kanattan top getirecek Drenthe ve orta alana alınabilecek Granero vardı. Bu sahadan Casillas çokça Aziz Casillas (San Iker) olarak çıkardı. Messi'nin bir şutu dışında ona pek iş düşmedi. Barça tarafında maçın yıldızı deli oğlan Puyol'dur. Ardından Iniesta ve Xavi... Maçın bidonu ise Marcelo... Camp Nou'da seyirci sayısı 97.131, sezon rekoru. Çıkış tünelinde Real Madrid'lilerin suratın bakmayan ve ellerini sıkmayan ise Valdes. Barcelona, Cruyff'un "Dream Team" döneminden beri ilk kez iki El Clasico arka arkaya kazandı Camp Nou'da ve liderliği geri aldı.

Maçın skor tahmini ve goller kim atar postunda 692 kişi tahminde bulunmuş. Kazanan minæ'yı tebrik ederim. Bana kurye adresini yollamasını rica edeceğim. PES 2010'un keyfini çıkarsın.