27 Şubat 2017

Sergio Asenjo


11 yıl önce İspanya 17 yaş altı milli takımının kalesini koruduğu günlerde ona “İşte yeni Casillas” diyorlardı. Milli takım hocaları gençliğinde hiç vazgeçmediler ondan. Sergio Asenjo, 19, 20, 21 yaş kategorilerinde tecrübe kazandığında Valladolid’den Atletico Madrid’e gitme zamanı gelmişti. İlk diz sakatlığını Madrid’e gelmeden yaşamıştı, bu sakatlıkların onun kariyerini çizecekti ama elbette ki Asenjo’nun haberi yok. Bir kaleci yeni takımında iyi başlamalı ki tribünün gözünde kredisi olsun. Asenjo’nun talihsiz adamdı. Atletico savunması onu da yaktı ve kaleyi genç David de Gea’ya kaptırdı. 2010’da sağ diz bağları koptu. Zorlu tedavinin ardından sahalara döndüğünde sırtında Malaga forması vardı. Bir yıl geçmişti ki aradan sağ dizi onu yine gözyaşları içinde bıraktı. Yılmadı, geri döndü çok çalıştı ve Villarreal kalesini teslim aldı. O kabus günler geride kaldı derken 2015 yılında yine sağ diz onu yarı yolda bıraktı. Asenjo 3 kez sakatlandığı sağ dizine inat bu sezon La Liga’nın en iyi kalecisi olmayı başardı. Takımı, ligin en gol yiyen kalecisiydi. Real Madrid maçında sol dizinden gelen ses ona o kabus günleri hatırlattı. Bağların kopan sesi kulaklarında yankılandı. Doktor, sezonu kapattığını ve 6 ay futboldan uzak kalacağını söyledi. Sergio Asenjo, 28 yaşında. Geçmişi bizi pes etmeyeceğini söylüyor. Zaten yenildiğinde değil vazgeçtiğinde kaybedersin. Asenjo futbolseverlere vazgeçmediğini çok zaman önce öğretti.

Hayalleri Gerçeklere Kırdıranlar


Eğer adınız Alex Ferguson (24 yıl) ya da Guy Roux (44 yıl) değilse ve mesleğiniz teknik direktörlük ise göreve geldiğiniz takımda işler yolunda gitmeyince, ilk kapının önüne konulan olursunuz. 25 futbolcuyu gönderemeyen başkanlar, teknik adamların biletini keser.
Oyunun kaderini çizen bu adamlar artık kendi kaderlerini kendileri çiziyorlar ve bir kulüpte başarılı olmak onları kesmiyor. Başka coğrafyalarda, başka futbol iklimlerinde kendilerini kanıtlamak için ülke değiştiriyorlar. Guardiola'dan, Ancelotti'ye, Mourinho'dan Antonio Conte'ye bütün kalburüstü teknik adamların kariyer yönetimlerindeki ortak nokta: "Seni başarılı hatırlamaları için önce başarılı ol ve git."
Kloop'un Liverpool'a gidip yapmaya çalıştığı, Diego Simeone'nin yapmaya hazırlandığı, Zinedine Zidane'ın bir gün mutlaka İtalya Ligi'ne teknik adam olarak döneceği gibi... Otto Bariç ile başlayan Advocaat ile devam eden Aziz Yıldırım ve teknik adamları listesini tam kadro buraya yazıp gözlerinizi bozmak istemem. Atletico Madrid'de 17 yılda 39 teknik adam değiştiren, 141 futbolcu transfer eden Jesus Gil'in başaramadığı her şeyi oğlu Miguel Angel Gil başardı İspanya'da.
Yaptığı çok basitti. Doğru teknik adamı buldu. Diego Simeone'ye yıldız transferler hediye etmediler mi, ettiler ama Arjantinli teknik adam geride kalan altı yılda her seferinde bir "takım" yapmayı başardı.
Olympiakos'ta Socratis Kokkalis 17 yılda 20 teknik direktörle çalıştı. Yunanistan'dan zaten başka şampiyon çıkmazken Kokkalis, kaşını gözünü bir zaman sonra beğenmediği teknik adamları kapının önüne koydu. Guus Hiddink'in Türk Milli Takımı'nın başındayken bizlere kurduğu didaktik cümlelerin benzerini şimdi Fenerbahçe'de Advocaat kuruyor. Hollandalılara özgü, o kimi zaman sinir bozucu olan gerçekçilikle, hayalperest olmakla suçlanıyor Türkiye'de futbolsever. Ayaklarımız yere bassın isteniyor. Oysaki taraftar dediğin sürekli hayal kurar. Her maçı kafasında oynar. Biz, iki Hollandalı teknik adam Hiddink ve Advocaat'tan Milli Takım ve Fenerbahçe için "Hasta olmuşsunuz" teşhisini duyduk. Oysa ki biz bu teknik adamlara milyonlarca euro'yu hastalığın teşhisi kadar tedavisi için de ödüyorduk, ödüyoruz. Başarılı teknik adam, taraftarın hayalini gerçek kılandır. Hayalleri, gerçeklere kırdıran, paramparça eden değil...

Gai Assulin Yıldız Olacaktı

Barcelona altyapısında 10 yıl önce Messi'nin ardından hücum hattında iki yıldız adayı çıkmıştı 89-90'lılardan. 17 yaşında fırtınalar estirecek kadar iyiydiler ama kariyer basamaklarında fırtınalara yenik düştüler. Bojan Krkic, Roma, Milan, Ajax formalarını giydi ama Barça için oynamayanlar listesinde kaldı. Giovanni Dos Santos'un yolu Galatasaray'a düştü. İspanya'dan 26 yaşında neden ABD'ye gittiğini kimse anlamadı. 1991'li Thiago Alcantara ise Guardiola'nın prenslerinden biriydi. Hocasıyla 22 yaşında Bayern Münih'e gittiğinde Almanlar onun için 25 milyon euro ödedi. Thiago'nun Barcelona altyapısında en yakın arkadaşı Gai Assulin için işler o kadar yolunda gitmedi. Katalan kulübünün altyapısı La Masia'da 16 yaşında üzerine titrenen Assulin büyük forvet olacaktı. Olmadı. Assulin bu sezon İspanya 3. Ligi'nde Sabadell forması giyiyor. Ligin lideri ise bir zamanlar formasını giydiği Barcelona B takımı...